Büyük âlim ve Velilerden Emir Hüsrev Dehlevi “rahmetullahi aleyh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Kardeşlerim, Cehennem, dünyada yaptığımız kötü işlerin bize geri çevrilmesidir, buyurdu.
Ve sordu onlara:
- Zehir insanı hasta yapar. Hastalık da, insanı mezara sokar, öyle değil mi?
- Evet efendim, dediler.
- Fakat, zehir ve hastalık insana kızmış ve intikam almış denilir mi?
- Denilmez tabii efendim.
- İşte bunun gibi Günah ve şehvet, kalbi hasta eder. Bu hastalık, kalbin ateşi olur. Bu ateş, Cehennem ateşi cinsinden olup, dünya ateşi gibi değildir.
- Evet efendim.
- Miknatıs taşı, demir parçalarını kendine çektiği gibi, Cehennem ateşi de, bu ateşi taşıyanları kendine çeker.
Şöyle özetledi:
- Yani Cehennemin ve Cehennemdeki azab meleklerinin kızması ve intikam alması olmaz. Sevab işleyenlerin hali de böyledir.
Cahillik, Cehenneme götürür
Bir gün, yine dergahında gençlerle sohbet ediyordu.
Bir ara buyurdu ki:
- Cahillik çok fenadır çocuklar. Cehenneme götürür sahibini.
- Neden efendim? dediler.
- Çünkü dinini öğrenmeyen günah işler. Günah ise ateştir. Tövbe etmezse Cehenneme gider.
Gençlerden biri sordu:
- Efendim kıyamette Hesap var değil mi?
- Elbette evladım.
- Peki, nelerden sorulacak acaba efendim?
- Evvela İmandan, sonra Namazdan.
- Namaz da iman gibi mühim demek ki.
- Elbette. Namaz dinin direğidir evladım. Namaz hesabını veremeyenin diğer hesapları zor geçecek ahirette.
- Ya verenlerin efendim?
- Öbür hesapları kolay geçer onların.
|