Evliyanın en büyüklerinden Seyyid Emir Külal “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün namazdan sordular.
Onlara şunu anlattı:
Peygamber efendimiz “aleyhisselam” bir gün;
- Hırsızların büyüğü kimdir, biliyor musunuz? diye sordu eshabına.
- Bilmiyoruz efendim, dediler.
- Hırsızların büyüğü, namazından çalandır, buyurdu.
Ve izah etti:
- Çünkü o, namazın erkanını tamam yapmaz!
Cemaat sordu:
- Efendim, hırsız olmaktan kurtulmak için ne yapmalıyız?
- Kalbe hiçbir şey getirmeyerek niyet ediniz, buyurdu. Çünkü niyet doğru olmazsa, ibadet sahih olmaz.
Ve ekledi:
- Kıraati doğru okuyunuz. Rükuu, secdeleri, kavmeyi ve celseyi en iyi şekilde yapınız!
- Kavme ve celse nedir ki efendim?
- Rükudan kalkınca tam dikilip, bir tesbih miktarı durmaya kavme denir.
- Ya celse efendim?
- İki secde arasında oturup, yine bir tesbih miktarı durmaya da celse denir. Böyle yapılırsa, tadil-i erkan yerine gelmiş olur.
- Ya yapılmazsa efendim?
- Böyle yapmayanlar hırsızlardan olur ve çok azablara yakalanırlar.
Huzurun kaynağı
Bir gün de bazı sevdikleri gelip;
- Efendim, rahat ve huzurlu olmak istiyoruz, ama olamıyoruz. Sebep nedir acaba? diye sordular.
Buyurdu ki:
- Bunun bir tek çaresi var.
Sordular:
- O nedir efendim?
- İslamiyet’e uymak.
- Onu biliyoruz efendim.
- Bilmek kâfi değil ki.
- Ya ne gerekiyor efendim?
- O ilacı kullanmak lazım. İslam’a göre yaşamadıkça ne dünyada, ne de ahirette saadete kavuşulamaz.
|