İslam âlimlerinin en büyüklerinden Mahmud-u İncirfagnevi “rahmetullahi aleyh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Helal lokma yiyiniz! buyurdu. Haram yemek, kalbi karartır, hasta eder.
Ve şunu anlattı:
Bir gün, İbrahim Ethem hazretlerine;
- Falanca yerde bir genç var. Gece gündüz ibadet ediyor. Vecde gelip kendinden geçiyor efendim, dediler.
Gencin yanına gidip, üç gün misafir kaldı.
Söylediklerinden daha çok şeyler görüp hayret etti.
Kendi kendine;
“Bu haller şeytan aldatması mı, yoksa halis ve doğru mu?” diye düşündü.
Yediğine dikkat etti.
Lokması helalden değildi.
O zaman;
“Bu halleri hep şeytandandır” deyip, genci evine davet etti.
Kendi lokmalarından bir tane yedirince, gencin hali değişip, o aşkı, arzusu, gayreti kalmadı.
Genç, İbrahim Etheme;
- Bana ne yaptın? diye sordu.
Cevaben;
- Lokmaların helalden değildi. Yemek yerken, şeytan da midene giriyor, o haller, şeytandan oluyordu. Helal yiyince şeytan giremedi. Asıl, doğru halin meydana çıktı, buyurdu.
Sen dünyada yolcusun
Bir genç de nasihat istemişti bu Veliden.
Buyurdu ki:
- Sen bu dünyada yolcusun evladım. Bu, sonsuz bir yolculuktur ki, ya Cennette sona ever, ya da Cehennemde. Şimdiden yol azığını hazırlamaya bak.
- Azık mı dediniz efendim? Ne azığı?
- Evladım sen bir yolculuğa çıkarken yanına azık almaz mısın?
- Alırım elbette.
- İşte bu sonsuz yolculukta da insana azık lazım. O da İyi ameldir.
|