Büyük âlim ve Velilerden Emir Hüsrev Dehlevi “rahmetullahi aleyh” hazretlerine, bir gün bazı gençler;
- İman nedir efendim? diye sordular.

Cevabında;
- İman, Muhammed aleyhisselamın Allahü teâlâdan getirdiği sözbirliği ile bildirilmiş olan şeylerin hepsini kalbin tasdik etmesi, yani inanması demektir, buyurdu.

Ve daha açıkladı:
- Yani Allahü teâlânın var ve bir olduğuna, tekrar dirileceğimize, namaz kılmanın, Ramazan ayında oruç tutmanın farz olduğuna, şarap içmenin, haram olduğuna inanmak böyledir.

Sordular:
- Bu iman nasıl gider efendim?
- Puta tapmak veya Kur’an-ı kerimi pisliğe atmak gibi, küfür alameti olan bir şeyi yapanın imanı gider. Abdestsiz olduğunu bilerek namaz kılmak ve sünnet olan bir işi beğenmemek de küfür olur.

Ve özetledi:
- Yani haram olduğu açıkca bildirilmiş bir şeye helal diyenin imanı gider. Şarap içmek, domuz eti yemek böyledir.

Cihat nedir?

Bir gün de bazı gençler;
- Cihat nedir efendim? diye sordular bu zata.

Cevabında;
- Cihat, insanları İslam dinine çağırmak, kabul etmeyenlerle, yani bu çağrıyı insanların işitmelerine veya işitenlerin iman etmelerine mani olan zalimlerin orduları ile harp etmektir, buyurdu.

Ve ekledi:
- Ancak harbi devlet yapar. Devletin ordusu yapar. Harp edenlere, yani hükümete, orduya mal ile, fikirle, söz ve yazı ile ve sayılarını arttırmak ile ve tedavileri ile ve dua ederek yardım etmek de cihaddır.

Ve ilave etti:
- Hadis-i şerifte; (Kâfirlere karşı malınızla, canınızla ve dilinizle cihad ediniz!) buyuruldu.

Şöyle devam etti:
- Sulh zamanında hudut başında beklemek, harp vasıtalarını kullanmasını ve bunun için lazım olan fen bilgilerini öğrenmek de cihaddır.