Büyük İslam âlimlerinden Seyyid Ahmed Mekki Efendi “rahmetullahi aleyh” hazretlerine, bir gün bazı gençler;
- Kötü din adamı nasıl olur efendim? diye sordular.
Cevabında;
- Resulullahın ve Eshab-ı kiramın yolunda olmayan din adamı, kötü din adamıdır, buyurdu. Bunların her sözü tatlı olur. Yaldızlı olur. Faydalı görünür. Halbuki, düşündükleri, beğendikleri şeyler hep kötüdür.
Şöyle devam etti:
- Bunlar, ahmakları aldatarak kötü yola, felakete sürüklerler. Sözleri, kar yığınları gibi parlak, lekesiz görünürse de, hakikat güneşi karşısında eriyip giderler. Allahü teâlânın kalblerini kararttığı ve mühürlediği bu kötü din adamlarına (Bid’at ehli), yani mezhebsiz din adamı denir.
Yanlarına yaklaşmayın!
Bir gün de sohbetinde;
- Kardeşlerim, kötü din adamlarından çok sakınınız! buyurdu. Bunlar, itikatları ve amelleri, Kur’an-ı kerime ve Hadis-i şeriflere ve icma-ı ümmete uymayan kimselerdir.
Ve daha açıkladı:
- Bunlar doğru yoldan sapmış olup, Müslümanları da felakete sürüklemektedirler. Bunlara uyanlar, Cehenneme gideceklerdir.
Ve benzetme yaptı:
- Müslümanlar arasında bunların bulunması, insanın bir uzvunun kangren veya kanser olmasına benzer ki, bu yarayı yok etmedikce, sağlam kısımlar da felaketten kurtulamaz.
Ve ilave etti:
- Veya bunlar, bulaşıcı hastalık mikrobu taşıyan hastalar gibidirler. Bunların zararına yakalanmamak için yanlarına yaklaşmamak lazımdır.
Dualarım kabul olmuyor
Bir gün de sordu bir genç:
- Efendim, dualarımın kabul olması için ne yapayım?
Büyük Veli, cevap olarak ağzını işaret etti.
- Özür dilerim, anlamadım efendim.
- Ağzına girene ve ağzından çıkana dikkat et evladım! Bütün iş bundadır. Yani haram yeme ve haram konuşma evladım. Ancak böyle bir ağızla yapılan duaları kabul eder Allahü teâlâ.
|