İslam âlimlerinin en büyüklerinden Mahmud-u İncirfagnevi “rahmetullahi aleyh” hazretlerine, bir gün ölümden sordular.
Cevaben;
- Ölmek, yok olmak değildir, buyurdu. Varlığı bozmayan bir iştir. Ölmek, ruhun bedene olan bağlılığının sona ermesi, ruhun, bedenden ayrılmasıdır.
Ve daha açıkladı:
- Ölüm, insanın bir halden başka bir hale dönmesi, bir evden, bir eve göç etmesidir.
Ve ilave etti:
- Ömer bin Abdülaziz hazretleri; (Sizler, ancak ebediyet, sonsuzluk için yaratıldınız! Lakin bir evden, bir eve göç edersiniz!) buyuruyor.
Sordular:
- Ölüm iyi midir, kötü müdür efendim?
- Ölüm, mümine hediyedir, nimettir. Günahı olanlara ise musibettir.
Fakirlere rahat, zenginlere azabtır.
Şöyle devam etti:
- İnsan, ölümü istemez. Halbuki ölüm, ona hayırlıdır.
- Niçin hayırlıdır efendim?
- Çünkü salih olan mümin, ölümle dünyanın eziyet ve yorgunluğundan kurtulur. Zalimlerin ölümü ile de memleketler ve kullar rahata kavuşur.
En mühim şey
Bir gün de bir gence buyurdu ki:
- En mühim şey, ehl-i sünnet üzere iman etmektir evladım. Böyle olan Müslümanlara müjdeler olsun!
Sordular:
- Ehl-i sünnet neden kıymetlidir efendim?
- Çünkü bu fırkada olanlar Cehenneme hiç girmeyecekler. Sonra mahşer yerinde herkes çıplak haşrolurken, onlar elbiseli olacak.
Ve ilave etti:
- Mahşerde herkes binbir sıkıntı, azab ve izdiham içinde bin sene beklerken, ehl-i sünnet mücahitleri o bin seneyi Cennette geçirecekler, yetmez mi?
|