Ana Sayfa >  1001 Güzel Menkîbe > Kitap okumak, sohbetin yarısıdır > Bir nazar kâfi geldi
Yazıcı   Yazı boyutunu     

Bir nazar kâfi geldi

Ebül Feth-i Serahsi “rahmetullahi aleyh”, devrinin bir tekiydi.

Ebül Fadl hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” talebesidir.

Her Veli gibi o da hocasını çok sever, her kavuştuğu şeyi onun bereketinden bilirdi.

Bir gün bazı dostları;
- Efendim, bu yüksek mertebeye nasıl yükseldiniz? diye sordular.
- Hocamın sayesinde, buyurdu.

Ve şöyle anlattı:
Bir gün, bir derenin kenarında yürüyordum.
Hocam Ebül Fadl da su üstünden bu tarafa doğru geliyordu.

Bana şefkatle bir kere baktı.
İşte ne olduysa o bakışla oldu.

O bir nazar, alçaklardan yükseğe kaldırdı beni.
Maddi ve manevi ne kazandımsa, hocamın bereketidir.

Kerametler sahibiydi

Bir gün bazı sevdikleri;
- Bize hocanızdan bahseder misiniz efendim? dediler.

Şöyle anlattı:
Hocam, sıkıntılara sabreder, hiç şikayet etmezdi.
Hak teâlâ onun her isteğini anında yaratırdı.

Evimizin önünde, bir dut ağacı vardı.
Mevsimi gelince dut yaprağı toplardım o ağaçtan.

Bir gün, yine ağaca çıkmış, yaprak topluyordum ki, hocamı ağacın altında gördüm birden.

Ne zaman geldiğini fark etmemişim.
Mübarek hocam, aşk-ı ilahi tesiriyle etrafındaki çok şeyleri görmezdi.
Beni de fark etmedi o gün.

Ellerini kaldırıp;
- Yâ Rabbi, biraz akçeye ihtiyacım var. Ama bunu senden gayri kimseye söyleyemem, dedi.

O anda koca dut ağacı, kökünden yaprağına kadar altın oldu tamamen.
Ama hiç şaşırmadım.
Zira bu haller, hocam için normal şeylerdi.

Hocam bunu görünce tekrar açtı ellerini:
- Yâ ilahi, ne çok kerem sahibisin. Ben az bir şey istemiştim, dedi.

Ve ayrılıp gitti.
O ayrılınca, ağaç eski haline döndü yine.

Hakkınızı helal edin

Bir gün de sohbetinde;
- Kimde hakkınız varsa, helal edin, buyurdu.

Sordular:
- Şimdi helal edersek, mahşer gününde mahrum kalmaz mıyız efendim?
- Hayır, alacağınız ahirete kalırsa, orada hakkınız kadar alırsınız. Ama helal ederseniz, bin katı alırsınız ahirette.

Ve ekledi:
- Ters bile dönebilir hesaplar.

- Nasıl ters döner hocam?
- Orada borçlu çıkabilirsiniz. Zira nice alacaklılar vardır ki, o gün
borçlu hale düşüp helak olacaklardır.

Şöyle bitirdi:
- Öyleyse yarın mahşer yerinde üzülmek istemiyorsanız, kul borcuyla gitmeyin ahirete.

Kim İslam’a uyarsa

Bir gün de nasihat istediler bu zattan.

Cevabında;
- Vakit, büyük nimettir, buyurdu. Hele sıhhatle geçiyorsa, bulunmaz ganimettir. Her saati, Allah’ı hatırlayarak geçirmeli ve İslam’a uygun işler yapmalıdır.

Şöyle devam etti:
- Her hareket, her duruş, hatta oturup kalkmak bile dine uygun yapılırsa, zikir olur. Yani kul, her işinde Rabbimizin emrini düşünüp, ona göre yaparsa, Allah’ı unutmuyor demektir ki, zikir de budur işte.

Şöyle bitirdi:
- Yani kim İslam’a uyarak yaşıyorsa, her an Rabbini zikrediyor demektir.
 
Geridön
 
 
Klavye
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
21.11.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı