Bediüddin-i Seharenpuri hazretleri “rahmetullahi aleyh” anlatıyor:
Bir gece rüyamda kendimi Resulullahın “aleyhisselam” sohbetinde buldum.
Başkaları da vardı.
Birisi;
- Yâ Resulallah! Siz de kuşluk namazı kılar mısınız? diye sordu.
Ben izin isteyerek;
- Yâ Resulallah! Şeyh Ahmed [İmam-ı Rabbani hazretleri] bu namazı her sabah kılmaktadır, diye arzettim.
Bana bakıp;
- Şeyh Ahmed’in her ameli doğrudur. Bizim sünnetimize tam uyan yalnız odur, buyurdu.
Soran dağları aşmış
Bu zat bir sohbetinde;
- Kardeşlerim, sorarak iş yapanlar, başarılı olurlar, buyurdu. Nitekim büyüklerimiz; “Soran dağları aşar, sormayan düz yolda şaşar” buyurmuşlardır.
Şöyle devam etti:
- Danışarak iş yapan, rahat eder. Ben bilirim diyenlerse sıkıntıdan kurtulamazlar.
Ve ilave etti:
- Bir başka Evliya zat da; “Bilmiyorsanız, bilenlere danışın!” buyuruyor. Ama kibirli olan danışmaktan kaçınır. Zira ben de bilirim demektedir daima.
Kibirliye Allah düşman
Bir gün de sohbetinde;
- Kibir, öyle bir beladır ki, kibirli olanlara, bizzat Allahü teâlâ düşmandır, buyurdu. Bu belaya kim yakalanırsa, onu Cehennemin ateşi temizler ancak.
Ve misal verdi:
- Şeytan, Adem Peygambere “aleyhisselam” secde etmediyse, Ben ondan daha hayırlıyım dedi de onun için. Bir Müslüman namaz kılmıyorsa, bu da kibirdendir. Biri de başkalarına yukardan bakıyorsa, bu da onun kibrine alamettir.
Sordular:
- Danışmamak da kibirden midir efendim?
- Elbette. Müslümana su-i zan etmek, hakir görmek ve gıybet etmek de kibirdendir. Bir kimse yakınlarından dua istemiyorsa, bu da kibirle ilgilidir.
Ve ekledi:
- Zira ihtiyacını arz etmek, kibri kırar. Eğer arz etmiyorsa, mutlaka kibirdendir.
|