Behaeddin-i Buhari “kuddise sirruh” hazretleri, Evliyanın büyüklerindendir.
Kendisi anlatıyor:
Tasavvufa girdiğim ilk günlerimde idi ki, mübarek bir zat ile yakınlığım olmuştu.
Kendisine;
- Bana nasihat edin, diye ricada bulundum.
Cevaben bana;
- Nefsin sana düşmandır, buyurdu. Dikkat et, günahlar karşısında seni mağlub etmesin. Bu yolda asıl maksat, nefsi temizlemektir ki, o yola gelirse asıl iş hallolmuş demektir.
Arzettim ki:
- Efendim, teveccüh buyurun da, bu işi halletmem kolay olsun.
- Öyleyse, tenha bir yere git. İnsanlardan ümit kesip, yalnız Allah’a güven, buyurdu.
Ve ekledi:
- Orada gece gündüz ibadet yap. Allah’tan başkalarına rağbet etme.
- Peki efendim, deyip ayrıldım.
Tenha bir dağa gidip, gece gündüz ibadet yapmaya başladım orada.
Sonra tekrar yanına gittiğimde;
- Ey Behaeddin, şimdi de aç, fakir ve muhtaçları kolla, buyurdu. Nerede bir hasta, garip ve yaşlı görürsen, yardımcı ol. Ve nerede bir yetim ve öksüz görürsen, hatırını sor, derman ol derdine.
Kimseyi incitme!
Ve ekledi:
- Kâfir de olsa incitme kimseyi. Zira onlar da Hak teâlânın kullarıdır.
- Peki efendim, deyip tuttum bu nasihatını da.
Sonra yine huzuruna vardım.
- Şimdi de hayvanlara dikkat et, buyurdu. Onlara karşı da şefkatli ol. Unutma ki, hayvanlar da Allah’ın mahlukudur.
- Peki deyip, huzurundan ayrıldım.
Tuttum bu nasihatını da.
Bütün bunlar, nefsimin ıslahı içindi.
Son olarak huzuruna gittiğimde;
- Şimdi de sokakların temizliğine dikkat et, buyurdu. Yollarda, yolcuları rahatsız edecek bir şey görürsen, eğilip al onları. Yolları temizle ki, yoldan gelip geçenler eziyet çekmesinler.
Bu nasihatini de tuttum.
Nefsimin şerrinden böylece kurtuldum.
|