Behaeddin-i Buhari “kuddise sirruh” hazretleri, bir dostunun evinde sohbet ediyordu ki, bir ara,
- Bir kimse doğru yolu bulmak için halisen yola çıksa, Allahü teâlâ onu maksadına kavuşturur, buyurdu.
Ve ekledi:
- Şu anda bir kişi, Tirmiz’den yola çıktı. Maksadı, kâmil bir rehber bulmaktır. O, bu yola halis bir niyetle çıktığı için yakın zamanda maksuduna kavuşur elbette.
Oradakiler, bu sözden bir şey anlamadılar.
Sohbet devam ediyordu ki, kapı önünde bir atlı gelip aniden durdu.
Ve şaşkın bir vaziyette göz attı etrafa.
Aradığın buradadır
Behaeddin-i Buhari hazretleri onu görüp;
- Aradığın buradadır, Haydi in de gel! diye seslendi.
Bu sesi işitince, indi atından.
Hace hazretleri “rahmetullahi aleyh”, kapıda karşıladı bu geleni.
Ve elinden tutarak, iltifatla içeri alıp sordu:
- Yolculuk ne tarafa?
- Tirmiz’den geliyorum efendim. Halis niyetle dün çıktım evimizden. Gayem, hakiki bir rehber bulmaktır.
- Peki burada niçin durdun?
- Bilmiyorum. Buraya kadar iradesiz geldim zaten.
Niyetin halismiş
Devam etti anlatmaya:
- Tirmiz’den yola çıktım. Sonra serbest bıraktım atımın dizginini. At, başını günbatısına çevirip, süratle Buhara canibine doğru koşturmaya başladı.
Nereye gidiyor diye çok merak ediyordum ki, at büyük bir şevkle koştu ve bu evin önüne gelince durdu birden.
Ben şaşkın şaşkın etrafıma bakıyorken;
- Aradığın buradadır, diye bir ses işittim.
Ve sizi gördüm.
Büyük Veli;
- Hakikaten niyetin halismiş, buyurdu. Demek ki buradaymış senin hidayetin.
Ve şefkatle bir nazar etti ona.
Kalbinden, dünya sevgisi yok oldu tamamen.
Aradığı gerçek rehberi bulmuştu ki, dünyada bundan büyük bir nimet olamaz. |