Yakub-i Çerhi “rahmetullahi aleyh”, Evliyanın büyüklerindendir.
Zahiri ilimleri bitirip ve icazet alıp tam memleketine dönecekti ki, Evliyanın büyüklerinden Behaeddin-i Buhari hazretlerini “rahmetullahi aleyh” işitti birinden.
Görmeden çok sevdi kendisini.
Ve Onu görmek arzusuyla tutuştu, yandı kalbi.
Sanki görünmez bir bağ ile o zata çekiliyordu.
Memlekete dönmeyi tehir edip, bu zatı görmeye gitti acele.
Huzuruna girince, büyük Veli;
- Tam dönecek zaman mı, bize geliyorsunuz? buyurdu.
Çok mahcup olmuştu.
Nereden biliyorsun?
Boynunu büküp;
- Sizi çok seviyorum, dedi. Siz, Allahü teâlânın sevgili bir kulusunuz.
- Nereden biliyorsun?
- Resulullah efendimiz “aleyhisselam”; “Allahü teâlâ bir kulunu severse, Onu, diğer kullarına da sevdirir” buyuruyor. Bana da sizi sevdirdi.
Behaeddin Buhari hazretleri, tebessüm edip;
- Biz Azizanız, buyurdu.
Yakub-i Çerhi, bu Azizan sözünü işitince, gördüğü bir rüyayı hatırladı hemen.
Şöyle ki, rüyasında ona;
- Ey Yakub! Sen de gidip Azizan'a tâbi ol! denilmişti.
Cesaretini toplayıp;
- Efendim, beni de talebeliğe kabul edin, diye arzetti.
Cevaben;
- Bu işe büyüklerimiz karar verir, buyurdu. Bakalım bu gece bize ne buyururlar? Onlar, kalb casusudur. Kalbinize girip, iç halinize vakıf olurlar.
Zor geçirdim geceyi
Ve ekledi:
- Bu gece belli olur. Büyüklerimiz kabul ederse, biz de sizi kabul ederiz.
Yakub-i Çerhi diyor ki:
- Huzurundan başım önümde çıktım. Ömrümde hiç böyle çetin bir gece geçirmemiştim. Kabul edecekler mi bu biçareyi? diye düşünerek zor geçirdim o geceyi.
Sabah namazını beraber kıldık.
Duadan sonra bana dönüp;
- Müjde ey Yakub, kabul ettiler, buyurdu.
O gün girdim hizmetine.
Himmetiyle tasavvufun zirvesine yükseldim.
|