Zünnun-i Mısri hazretleri “rahmetullahi aleyh”, gemiyle yolculuğa çıktı bir gün.
Yolculuk esnasında bir yolcu, cüzdanını kaptırdı hırsızlara.
Çok aradıysa da bulamadı hırsızı.
Zünnun hazretleri “rahmetullahi aleyh” de yakın bir yerde oturuyordu.
Yolcunun yakınları Ona doğru bakarak;
- Cüzdanı sen çaldın, dediler.
Büyük Veli her ne kadar,
- Ben almadım, dediyse de, inanmadılar.
Ağır hakaretlere maruz kaldı.
Yüzlerce balık
Hatta dövmeye başlayacaklardı ki, kalbinden; “Yâ Rabbi, suçum olmadığını ancak sen biliyorsun. Beni, bu zâlimlerden kurtar!” diye yalvardı.
İnsanlar tam dövmeye başlayacaklardı ki, garip bir şey oldu o arada.
Suyun yüzü, yüzlerce balıkla doldu.
Üstelik herbirinin ağzına birer altın vardı ve onu Zünnun-i Mısri hazretlerine vermek için yarışırlardı sanki.
Hazret-i Zünnun eğilip, birinin ağzından tek bir altın aldı.
Gemi halkı bunu görüp şaşkına döndüler.
Ve büyüklüğünü kabul edip el çektiler kendisinden.
İşte balıklar kendisine böyle yardım ettiği içindir ki, Zünnun lakabı verildi bu büyük Veli’ye.
Zünnun, balık sahibi demektir.
Evlenmek istiyorum
Bir gün, huzuruna bir genç gelip;
- Hocam, ben evlenmek istiyorum. Tavsiyeniz nedir? diye sordu:
Cevaben;
- Önce niyetini güzel yap, buyurdu.
Ve ekledi:
- Evlenmek sünnettir. Bu sünneti yerine getirmeye niyet et.
- Sonra efendim?
- Evlilik, hassas bir konudur. Kul hakkına riayet edebilecek misin?
- Kul hakkı mı efendim?
- Evet. İslam âlimleri; “Ailesinin hak ve hukukuna riayet edemeyecek olan, evlenmesin” buyuruyor.
Şöyle bitirdi:
- Unutma, kadın esir değildir, köle değildir, hizmetçi hiç değildir. Kadının hakkı büyüktür dinimizde.
|