Ebu Bekr-i Şibli hazretleri “rahmetullahi aleyh”, zaman zaman nefsini hesaba çeker ve derdi ki:
- Ey nefsim, ömür bitti, bir kulluk yapamadım. Yazık sana, halis kul olmak bu muydu? Sana, bunca nimeti lutfetti Hak teâlâ. Sen ise gaflettesin. Uyanamadın hâlâ. Bu günden tezi yok, Sahibine dön artık. Yetmez mi, bunca zaman işlediğin günahlar? Öyleyse pişmanlık duy. Günahlarına ağla!
Böyle söyleyerek Cüneyd-i Bağdadi hazretlerinin huzuruna gitti bir gün.
Onun terbiyesinde kâmil bir insan oldu.
Kalbi nurlarla doldu.
İhlasın artması için
Bir gün, genç birisi bu zata gelip;
- Efendim, ihlasımın artmasını istiyorum, ne yapayım? diye sordu.
Cevabında;
- Öyleyse İslam büyüklerinin, Evliya zatların hayat hikayelerini oku, buyurdu.
Delikanlı sordu:
- O zaman ihlasım artar mı efendim?
- Evet evladım. Çünkü onların kalbleri çok nurludur. Hayat hikayeleri okunursa, sevgileri kalbe dolar. Onları sevince de kalb nurlanır, temizlenir. İhlas hasıl olur böylece.
Dünyadan sakınınız?
Bir genç de bir gün;
- Efendim, “Dünyadan sakınınız!” diye okuyoruz kitaplarda. Bu ne demek? diye sordu.
Cevaben;
- Burada anlatılmak istenen, bildiğimiz bu dünya değil, buyurdu.
- Ya nedir hocam?
- Burada sakınmamız gereken dünyadan maksat, Allahü teâlânın beğenmediği şeyler, yani haramlar ve mekruhlardır.
|