Davud-i Tai “rahmetullahi aleyh”, bir gün evinden çıkıp, Cafer-i Sadık hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” huzuruna vardı ve;
- Kalbim çok katılaştı, bana nasihat eyle, diye rica etti.
O da cevaben;
- Ey Davud, sen zahid birisin. Benim nasihatıma ihtiyacın var mı ki? buyurdu.
- Evet, dedi. Sen Resulullah efendimiz aleyhisselamın torunusun ki, Onun kanından zerre taşıyorsun. Bunun için herkese üstünlüğün var ve herkes senin nasihatına muhtaçtır.
Ama ben de korkuyorum
Cafer-i Sadık hazretleri “rahmetullahi aleyh”;
- İyi ama ben de korkuyorum, buyurdu.
- Sen neden korkuyorsun ki?
- Dedem Resulullah “aleyhisselam”, kıyamet günü yakama yapışır da; Sen benim torunum olursun da niçin benim dinime tam uymazsın? Bugün nesebin faydası olmaz. Herkes, İslam’a uymakla kurtulur ancak derse diye çok korkuyorum.
Hazret-i Davud bunu duyunca, ağlamaya başladı.
- Yâ ilahi, Onun içini, böyle bir korku sarmışken, Davud kim oluyor ki, bir işini beğensin, diye mırıldandı.
Ve uzlete çekildi.
Ama dünyayı tutmuştu şanı şöhreti.
Bizden zengini yoktur
Bu zat, bir gün sevdiklerine;
- Dünyada bizden zengini yoktur, buyurdu.
Dinleyenler şaşırdılar:
- Biz neden zenginiz hocam?
Buyurdu ki:
- Malı çok olanı zengin sanmayın. Asıl zengin biziz.
Ve sordu onlara:
- Biz Müslümanız, öyle değil mi?
- Elhamdülillah efendim.
- Ehl-i sünnet üzere imanımız var?
- Şükürler olsun.
- İşte asıl zenginlik budur. Allahü teâlâ bir kuluna iman verdiyse, ona herşeyi vermiş demektir.
|