Hasan-ı Basri hazretleri “rahmetullahi aleyh”, büyük âlim ve Velilerdendir.
Bir kimse anlatıyor:
Biz, bir grup Müslüman, Hasan-ı Basri hazretleriyle Hac için Mekke'ye gidiyorduk.
Çölde ilerlerken, şiddetli susadık, ama su yoktu o yerlerde.
Sonra bir kuyuya rastladık.
İçinde su vardı ama almak için kova ve ip gerekiyordu.
Hasan-ı Basri hazretlerine arzedince;
- Üzülmeyin, ben namaza durayım, siz suyunuzu için, buyurdu.
Ve namaza durdu.
O namaza durunca su kuyu ağzına kadar yükseldi.
Hatta dışarı taştı.
Kana kana içip, yola koyulduk tekrar.
Az daha gidince, acıktık bu sefer de.
Hasan-ı Basri hazretlerine arzettik hâlimizi.
O esnada bir hurma gördü yerde.
- Bunu yiyin, acıkmazsınız, buyurdu.
O bir hurmayı paylaşıp yedik.
Ve Mekke'ye kadar hiç acıkmadık artık.
Üç vasıf şart
Bu zat, bir sohbetinde;
- Kardeşlerim, İslam’a hizmet için, bir kimsede üç vasıf olması şarttır, buyurdu.
Ve saydı.
- Evvela güler yüzlü, tatlı dilli olmalıdır ki, bu, muvaffak olmanın ilk şartıdır. İkincisi cömertlik. Cimri hizmet edemez. Zira o, kendisinden başka kimseyi düşünemez.
Sordular:
- Üçüncü şart nedir efendim?
- Üçüncüsü ihlaslı olmaktır. Yani hizmeti Allah için yapmak, kimseden bir menfaat beklememektir. Kim ki, İslamiyet’i ticarete dökerse, dünya ve ahirette felakete düşer.
Şöyle bitirdi:
- Hizmet, vermekle olur, almakla değil. Sahabe, canlarını verip şehid oldular. Bu yolda can vermek, en büyük rütbe ve şereftir.
|