Salihlerden biri, bir gece, Cüneyd-i Bağdadi hazretlerini “rahmetullahi aleyh” gördü rüyasında.
Hem de Server-i kâinatın “aleyhisselam” yanında.
O esnada bir başkası gelip;
- Yâ Resulallah, size bir şey sorabilir miyim? diye arzetti.
Efendimiz “aleyhisselam” Cüneyd-i Bağdadi hazretlerini gösterip;
- Cüneyd’e sor ve cevabını al, buyurdu.
Niçin tek tek attın?
Bir gün de zengin bir kişi Cüneyd-i Bağdadi hazretlerine gelip;
- Beni de talebeliğe alın, diye rica etti.
Cevaben;
- Olur ama, sen zenginsin, malın mülkün çok. Onları elinden çıkarman lazım, buyurdu.
O zengin;
- Peki efendim, dedi.
Ve bütün servetini şehrin fakirlerine dağıtıp tekrar huzura geldi ve;
- Bütün malımı dağıttım, az bir altınım kaldı, dedi.
Hazret-i Cüneyd;
- Git, onları da Dicle nehrine at gel ki, sohbetimizden o zaman istifade edebilirsin, buyurdu.
Zengin, gidip Dicle’ye attı o altınları.
Fakat toptan değil de, tek tek atıp, huzura geldi.
Hazret-i Cüneyd:
- Niçin toptan atmayıp da, teker teker attın? Demek ki kalbinde hâlâ dünyaya muhabbet var, buyurup kabul etmedi talebeliğe.
Sonradan buna da tövbe edince, ancak kavuşabildi mübarek sohbetine.
Başarının sırrı
Bir gün bu zata sordular:
- Muvaffak olmanın sırrı nedir efendim?
Cevaben;
- İki şeydir, buyurdu.
- Onlar nedir efendim?
- Biri, günah işlememek, ikincisi güler yüzlü olmaktır. Eğer işlerimizde muvaffak olamıyorsak, işlediğimiz günahlardandır muhakkak.
Ve ilave etti:
- Çünkü Allahü teâlâ, günah işleyeni muvaffak etmez.
|