Hallac-ı Mansur “rahmetullahi aleyh” hazretlerinin asıl adı Hüseyin bir Mansur’dur.
Kalbi, Hak teâlânın aşkı ile yanar, şiddetli mücahede ve riyazet yapardı.
Nefsi bir şey istese yapmaz, ama istemediklerini hemen yapardı.
Her gün, bin rekat namaz kılardı mesela.
Hatta bu âdetini hiçbir gün bozmamış, yalnız öldüğü gece, beşyüz rekat kılmıştı.
Bazı sevenleri;
- Efendim, bu yüksek dereceye erişmişken niçin bu kadar çok ibadet yapıyorsunuz, dediler.
Cevabında;
- Bir kul Rabbine dost olursa, Ona ibadetten başka hiçbir şeyden tad almaz, buyurdu.
Niçin Hallac denildi?
Bu zat, bir gün Hallac, yani pamuk atıcısı olan bir tanıdığının dükkanına gitmişti.
Dükkan sahibi bir iş için çıktı dükkandan.
O çıkınca, bu büyük zat şöyle bir baktı yerdeki pamuklara.
Peşinden, eliyle bir işaret yaptı.
O anda pamuk ile çekirdek ayrıldı birbirinden.
Az sonra geldi dükkan sahibi.
Gördü ki, bir günlük iş, bir anda halledilmiş.
Bu hadiseden sonra, ona Hallac dediler.
Yoksa mesleği bu değildi mübarek zatın.
Örnek Müslüman nasıl olur?
Bir gün de;
- Örnek Müslüman nasıl olur efendim? diye sordular bu zata.
Cevaben;
- Örnek Müslüman odur ki, din için, insanlara hizmet için kendini feda etmiştir, buyurdu.
Ve izah etti:
- Yani insanlara faydalı olmak için kendi zararını düşünemez.
Nitekim hadis-i şerifte mealen; “Bir kimseye deli denilmedikçe imanı kâmil olmaz” buyuruldu.
|