Bir gün sevdiği bir genç, Cafer-i Huldi “rahmetullahi aleyh” hazretlerine;
- Efendim, dünyadan iman ile gitmek için ne yapmak lazımdır? diye sordu.
Cevaben;
- Son nefeste Allah demelidir, buyurdu. Yani son söz, Allah olmalıdır.
Delikanlı;
- Peki efendim, dedi.
Ve ayrıldı.
Delikanlı birkaç adım gitmişti ki, seslendi arkasından:
- Peki anladın mı dediğimi?
- Evet efendim. İmanla gidebilmek için son söz Allah olmalıdır.
- Peki ne zaman Allah diyeceksin oğlum?
- Son nefeste diyeceğim efendim.
- Peki, son nefes ne zamandır?
- Bilmem, Allah bilir efendim.
- Şu anda da gelebilir mi yani efendim?
- Elbette efendim.
- Evladım, Son nefes belli değil diyorsun. Öyleyse şimdiden Allah desene. Niçin son nefesi bekliyorsun?
- Ama ben henüz gencim efendim.
- Ecel, genç ihtiyar tanır mı oğlum? Ecel, bazen öyle ani gelir ki, bir kez Allah demeye fırsat bulamazsın belki.
- Ne yapayım öyleyse hocam?
- Şimdiden başla Allah demeye. Zira ilerde başka zamanın olmaz belki.
Nasıl başardınız?
Bir gün de;
- Nasıl muvaffak oldunuz? diye sordular bu zata.
Cevaben;
- Bir hadis-i şerife yapışarak, buyurdu.
- O hangi hadis-i şerif efendim?
- Helekel müsevvifun buyurdu.
Ve ekledi:
- Yani Peygamberimiz “aleyhisselam”; “İyi işleri sonraya bırakanlar ziyan etti” buyuruyor. Ben bu hadis-i şerife uyarak bugünün işini yarına bırakmadım.
|