Seyyid Ahmed Rıfai hazretleri “rahmetullahi aleyh” zamanında bir kadın vardı ki, doğan çocukları ölüyordu hep.
Hem de doğar doğmaz.
Onun için çok üzülüyordu kadıncağız.
Nihayet adak yaptı bunun için.
- Yâ Rabbi, eğer bir çocuğum olur ve yaşarsa, onu hazret-i Seyyid'in hizmetine vereceğim, dedi.
Böyle bir nezirde bulundu yani.
Bir sene geçti.
Ona, bir kız evladı ihsan etti Hak teâlâ.
Kambur ve sakattı
Ama çok sevinemedi kadıncağız.
Zira sırtında kambur vardı yavrucağın.
Ayakları da sakattı.
Büyüyünce, diğer çocukların alay konusu olmuştu zavallı.
Üzülüyordu ama çare yoktu ki.
Bir gün Ahmed Rıfai hazretleri “rahmetullahi aleyh”, bu beldeye gelmişti.
Onu, köyün dışında karşıladı köylüler.
İçlerinde bu çocukla annesi de vardı.
Sakat kız, ilerleyip bu büyük Veli’nin yanına kadar sokuldu.
Ve birden fırlayıp öpüverdi elini mübarek zatın.
Dua edin, kurtulayım
Ve ağlayarak;
- Efendim, ben doğuştan kamburum, üstelik topalım da. Arkadaşlarım benimle alay ediyorlar. Dua edin de kurtulayım bu halden, diye yalvardı.
Günahsızın bu sözleri, çok tesir etmişti.
Ağlayıp, göz yaşları aktı yanaklarına.
Başını şefkatle okşayıp, eliyle sırtını ve ayaklarını sıvazladı.
Ve dua etti içinden.
O anda bir keramet meydana geldi.
Kızın kamburu gitti.
Sakatlığı düzeldi.
Kerameti yaratan, Allahü teâlâdır.
Onun gücünün yetmediği bir şey yoktur.
|