Bir gün, Ahmed bin Hanbel hazretlerine “rahmetullahi aleyh”;
- Tevekkül nedir efendim? diye sordu birisi.
Cevaben;
- Rabbimizden gayri birine hiç güvenme, buyurdu. Rabbinle arana, başkasını sokma. Terk et, insanlardan bir şey istemeyi.
Şöyle devam etti:
- Sana gelen her nimet ve musibeti Allahü teâlâdan bil. Zira Onundur güç ve kuvvet.
Sözüne devamla;
- Seni, sende bulunmayan bir meziyetle metheden kimse, yarın sende bulunmayan bir vasıfla kötüler, buyurdu.
Ahmak kimdir?
Bir gün de kibirden sordular.
Cevabında;
- Kibir olan başta akıl olmaz, buyurdu. Ahmak da odur ki, övülmeyi çok sever.
Ve ilave etti:
- Kim kusursuz arkadaş ararsa, arkadaşsız kalır. Velev ki, bin sene arasa da.
Zühd ve Fütüvvet
Bir gün de oğlu Abdullah;
- Babacığım, bize zühd ve fütüvveti izah eder misin, diye rica etti.
Cevaben;
- Zühd odur ki, haram korkusu ile bütün günah olmayan şeyleri terk etmektir, buyurdu.
Ve ekledi:
- Fütüvvet de, korktuğun bir şey için, sevdiğin pek çok şeyi terk edebilmektir.
Ve izah etti:
- Yani Cehennemde yanmamak için, nefsinin heva ve hevesini terk etmektir.
|