Abdullah-ı İsfehani hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” bir talebesi şöyle anlatıyor:
Bir sene hacca gittim.
Lakin babam evde çok hastaydı.
Acaba şimdi nasıl diye merak ediyordum.
Ben böyle düşünürken, hocam belirdi önümde.
- Üzülme, baban iyidir, buyurdu. Şimdi sedirde oturuyor. Şöyle şöyle birisi. Arkasına dayanmış, elinde misvak, etrafında kitaplar var.
Bunları söyleyip kayboldu gözden.
Ben bunları not ettim defterime.
O günün tarihini ve saatini yazdım.
Dönünce, sordum babama.
- Evet, dedi. O gün, o saatte sedirde oturuyordum. Elimde misvakım, etrafımda kitaplarım vardı.
Ölünün diriye telkini
Bir gün de, Velilerden “rahmetullahi aleyhim” biri vefat etmişti.
Abdullah-ı İsfehani hazretleri de vardı cenazede.
Definden sonra, imam telkin verirken Abdullah-ı İsfehani hazretleri “rahmetullahi aleyh” tebessüm etti bir ara.
Talebeden biri görüp merak etti.
Ve sordu hikmetini.
Büyük Veli cevaben;
- Evladım, kalbi ölü bir kişi, kalbi diri olana telkin veriyor, buyurdu.
Onun için gülümsedim.
Yükselmenin sebebi
Bu zat, bir sohbetinde;
- Kul tevazu ettikçe yükselir, buyurdu.
Şöyle devam etti:
- Bir yaşlı kimse ile karşılaşırsanız, O, benden hayırlıdır. Zira benden daha fazla ömür sürmüş, ibadetleri benimkinden fazla olmuştur diye düşünün.
Ve ekledi:
- Eğer kendinizden yaşça küçük biriyle karşılaşırsanız, o zaman da; O, benden hayırlıdır. Çünkü bana göre az yaşadı. Günahı da benimkinden azdır diye düşünün.
|