Ahmed bin Hanbel hazretleri “rahmetullahi aleyh”, Abdullah bin Mübarek adındaki Veliyi çok seviyor ve Onu görmeyi çok istiyordu.
Öyle ki, o Veli’nin hasretiyle geçirmişti bir ömrünü.
Nihayet bir gün kapısı çalındı İbni Hanbel hazretlerinin.
Oğlu kapıyı açtığında, hiç tanımadığı bir kimseyi gördü eşikte.
- Buyurun kimi aradınız?
- Ahmed bin Hanbel’in evi burası mı?
- Evet efendim.
- Benim adım Abdullah bin Mübarek. Ziyarete gelmiştim kendisini.
Çocuk bu ismi duyunca, koştu babasına:
- Babacığım müjde. Çok sevdiğiniz Abdullah bin Mübarek hazretleri kapıda. Sizi ziyarete gelmiş.
Görüşemeyeceğim
Ancak ibni Hanbel hazretleri “rahmetullahi aleyh”;
- Görüşemeyeceğim, buyurdu.
- Niçin babacığım? Hani Onun çok seviyor, Onun hasretiyle yanıp kavruluyordunuz.
- Doğru evladım. Onu çok sevdiğim için görüşemeyeceğim.
- Hiçbir şey anlamadım babacığım.
- Oğlum, bu fani dünyada birkaç gün görüşürsem, korkarım ayrılığına dayanamam. Görüşüp ayrılmaya, takatım yoktur.
Ve ekledi:
- Onu, öyle bir yerde görmek isterim ki, hiç ayrılık olmasın, ebediyyen göreyim kendisini.
İyi Müslüman nasıldır?
Bir gün bazı gençler;
- İyi bir Müslüman nasıl olur efendim? diye sordular bu zata.
Cevabında;
- İyi Müslüman kimseye yük olmaz, herkesin yükünü çeker, buyurdu.
Ve daha izah etti:
- Yani iyi Müslüman, kimseye yük olmaz, sıkıntı vermez. Bilakis herkesin yükünü çeker, sıkıntısını giderir.
- Ya namaz, oruç hocam?
- Onlar her Müslümanın vazifesidir zaten. Elbette yapacaktır.
|