Muhammed Bekri hazretleri “rahmetullahi aleyh”, Allah adamlarındandır.
Bu zat, bir gün Beytullah'ın yanında oturmuş, ibadet ediyordu.
Az sonra hizmetçisi geldi ve ihtiyaçları için para istedi.
Ancak hiç parası yoktu.
Para yok da diyemedi.
- İnşallah birazdan gönderirim, buyurdu.
Hizmetçi;
- Peki efendim, dedi ve geri gitti.
Az sonra başka biri gelip;
- Efendim, şu kadar paraya çok acil ihtiyacım var. Ne olur beni bu sıkıntıdan kurtarın, diye yalvardı.
Ona da yok diyemedi.
- Pekâlâ, biraz bekle. İnşallah birazdan veririm, buyurdu.
Beni mahcup eyleme!
Adamcağız sevinçle;
- Peki efendim, deyip başladı beklemeye.
Derken hizmetçi geldi tekrar.
Para ihtiyacını hatırlattı.
Mübarek zat kalktı.
Yüzünü Beytullah’a çevirip;
- Yâ ilahi! Param olmadığını sen biliyorsun. Ama bu kullarına söz verdim. “Beni mahcub eyleme!” diye yalvardı içinden.
Ellerini yüzüne sürerken, bir Hindistanlı yanaştı yanına.
Cebinden iki altın kesesi çıkarıp;
- Efendim, bu altınlar, Hindistan sultanından size hediyedir, dedi. Lütfen kabul buyurun.
Büyük Veli çok duygulanıp, oracıkta secde-i şükre vardı.
Bir keseyi hizmetçisine verdi.
Öbürünü diğerine.
Tevekkül nedir?
Biri de, tevekkülden sordu bu zata.
Cevabında;
- Tevekkül, her şeyde yalnız Allah’a güvenmektir, buyurdu.
Ve ekledi:
- Allah'tan başkasına gönül verme kardeşim. Hak teâlâ, senin rızkına kefildir.
|