Seyyidet Nefise hazretleri “rahmetullahi teâlâ aleyha” zamanında zâlim biri vardı.
Suçsuz bir Müslümana zulmetmek için harekete geçti.
Adamları gelip de götürmek isteyince;
- Bana biraz mühlet verin, dedi. Bir yere gitmem lazım.
İzin verdiler.
Doğruca Seyyidet Nefise hazretlerine gitti ve;
- Falan zâlime gidiyorum, dedi. Bana dua edin de kurtulayım elinden.
Mübarek hatun,
- Hiç korkma, buyurdu. O zâlimin gözünden, Rabbimiz seni gizler.
Sevinip geri geldi ve adamlarla beraber o zâlimin huzuruna gittiler.
Lakin zâlim adam göremedi bu günahsız mümini.
Niçin getirmediniz?
Adamlarına çıkıştı:
- Niçin getirmediniz o kişiyi? Ben sizi nereye gönderdim?
Adamlar şaşırdı:
- İşte ya! dediler. İstediğiniz adam, karşınızda duruyor.
Kızdı zâlim, köpürdü.
- Ne diyorsunuz? Benimle alay mı ediyorsunuz?
Durum anlaşılmıştı.
Mecburen söylediler işin hakikatini.
- Efendimiz, bu kimse buraya gelmeden önce bizden izin alıp Seyyidet Nefise hazretlerine gitti ve Ondan dua istedi. O da; Yâ Rabbi, bu kulunu, o zâlimden gizle! diye dua etti.
O zâlim, bunu işitince anladı yanlış yaptığını.
Başını önüne eğip, tövbe etti.
Ve bir daha zulmetmedi kimseye.
Kalb kırmayın!
Bir gün de talebesiyle sohbet ederken;
- Hiç kimsenin kalbini incitmeyin, buyurdu. Velev ki kâfir bile olsa.
Gençler şaşırdılar:
- Kâfirlerin de mi efendim?
- Elbette, onların da kalbini kırmayacağız.
- Ama onlar Allah’ı inkâr ediyor.
- Olsun. Kim olursa olsun, hiç kimsenin kalbini kırmaya hakkımız yoktur. Kalb kırmak haramdır dinimizde.
|