Bir gün Ebül Hasan-ı Harkani hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” evine, kalabalık bir ziyaretçi grubu geldi.
Çok uzak yoldan gelmişlerdi.
Bu sebeple bitab düşmüş ve çok da acıkmışlardı.
Olacak bu ya, o saatte büyük Veli’nin evinde, yiyecek tek bir lokma ekmek yoktu.
Hizmetçi gelip bu hali arzedince;
- Ekmekliğin üstüne bir örtü at. Altından elini sokup ekmekleri çıkar. Sakın içine bakma! buyurdu.
Eğer bakmasaydın…
Hizmetçi;
- Peki deyip, başladı ekmekleri çıkarmaya.
Misafir sayısı çok fazlaydı.
Ekmekler, tepe gibi yığıldı önlerinde.
Ancak hizmetçi bu işe çok şaşırmıştı.
Merakla örtüyü kaldırıp içeriye baktı.
Baktı ama, bir daha ekmek alamadı.
Çünkü söz dinlememişti.
Büyük Veli;
- Beni dinleyip de bakmasaydın, kıyamete kadar ekmek çıkardı oradan, buyurdu.
Kabrimi derin kazın!
Harkani hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” vefatı yaklaşınca;
- Ölürsem, kabrimi derin kazın. Tâ ki, yatacağım yer, üstadım Bayezid-i Bistami hazretlerinin kabir seviyesinden daha aşağıda olsun! diye vasiyette bulundu.
O gece vefat etti.
Vâsiyetini yerine getirdiler.
Kabrini derin kazıp defnettiler.
O gece, çok kar yağdı.
Ertesi gün ziyarete gelenler, hayrete düştüler.
Zira kabrin başında büyükçe bir mezar taşı vardı.
Kim getirmiş olabilir diye araştırırken, bir aslanın ayak izini gördüler karda.
Durum anlaşılmıştı.
Bu büyük Evliya zatın yaydığı nur ve feyiz, günümüze kadar ulaşmıştır.
|