Bayezid-i Bistami hazretlerine “kuddise sirruh”, bir Müslüman geldi bir gün.
Ve arzetti:
- Efendim, otuz yıldır gündüzleri oruç tutuyor, geceleri namaz kılıyorum. Ama manevi bir ilerleme olmuyor. Acaba sebep nedir?
Büyük Veli, kalb gözüyle gence bakıp;
- Senin işin zor, buyurdu. Üçyüz sene ibadet etsen de bu nefs engelinle bir yere varamazsın.
Adam sordu:
- İlacı yok mudur bunun?
- Var ama, yapamazsın.
Senin ilacın budur
Adam heyecanlandı:
- Aman hocam, zor olsun. Nedir o, lütfen söyleyin.
- Pekâlâ, eski bir elbise giyeceksin. Eline bir torba ceviz alıp, seni tanıyanların göreceği bir yerde, çocuklara seslenip;
- Ey çocuklar! Bana bir tokat vurana, bir tane ceviz var! diye bağıracaksın. Yapar mısın bunu?
Adamcağız;
- Yok hocam, dedi. Başka bir şey söyleyin, onu yapayım.
- Senin ilacın budur, buyurdu. Yolumuzun esası, nefsi terbiye etmektir. Bunu yapabilirsen, bu yolda ilerlersin.
İyi insan nasıldır?
Bir gün de;
- İyi insan nasıl olur efendim? diye sordular bu zata.
Cevabında;
- Kim İslam’a hizmet ederse, o iyi insandır, buyurdu.
Şöyle devam etti:
- İyi insan olmak için, evvela helale, harama dikkat etmek gerekir. Onun mahluklarına merhametli olmak da, iyi insan olmanın, bir şartıdır.
Ve ekledi:
- Bir de sohbet-i salihine devam etmelidir ki, bu da mühimdir.
|