Muhammed bin Eslem hazretleri “rahmetullahi aleyh” tam vefat edeceği sırada talebesinden biri yanına gelip;
- Efendim, dışarıda insanlar toplanmış sizi görmek istiyorlar, dedi.
Cevaben;
- Şimdi Rabbimle olmak istiyorum, buyurdu.
- Kimse ile görüşmeyecek misiniz efendim?
- Hayır. Rabbime kavuşmak istiyorum. Nasıl bu dünyaya yalnız geldimse yine yalnız giderim. Kabre yalnız girer, meleklere yalnız veririm cevabı.
Şöyle devam etti:
- Mezarımdan yalnız kalkar, Rabbimin huzuruna yalnız çıkar, yalnız olarak veririm hesabımı. Mizanda amellerim tartılırken yalnız olur, Sırat üzerinde de yalnız ilerlerim. Bunca tehlikelerde bir arkadaşa muhtaçken hep yalnız olacağım.
Şöyle bitirdi:
- Madem ki buralarda beni yalnız bırakır bu insanlar, şimdi onlarla olsam neye yarar?
Ve kelime-i şehadeti söyleyip vefat etti.
Namaz, dinin direğidir
Bir gün de sohbetinde;
- Namaz, dinin direğidir, buyurdu. Namaz kılan, dinini doğrultur. Kılmayan yıkar.
Sordular:
- Namaz, insanı kötülüklerden alıkormuş öyle mi efendim?
- Evet. Ankebut suresinde mealen; “Doğru kılınan namaz, insanı kötülüklerden elbette uzaklaştırır” buyuruluyor.
- Ama bazıları hem namaz kılıyor, hem de kötü işler yapıyor.
- İnsanı kötülüklerden koruyan namaz, kabul olan namazdır. Her namaz değil.
- Hangi namaz kabul olur hocam?
- Farzlarına, vaciblerine, sünnetlerine hatta müstehaplarına tam uyarak kılınan namazı Allahü teâlâ kabul eder. Bu kişi, istese de kötülük yapamaz artık.
|