Muhammed bin Elsem “rahmetullahi aleyh”, büyük Evliyadandır.
Bu zat, geceleri şehri, sokak sokak gezer, fakir ve muhtaçları öğrenirdi tek tek.
Sonra da, zenginlerden ödünç alıp, başka birileriyle o fakirlere gönderirdi.
Bir defa, yine borç aldı bir yahudiden.
Çok geçmemişti ki, gelip istedi alacağını.
Lakin yoktu parası.
Mühlet istedi biraz.
Fakat kabul etmedi yahudi.
O esnada kalemini yontuyordu mübarek zat.
Topla şu yongalardan
Dökülen yongalara bir nazar edip;
- Madem mühlet vermiyorsun, öyleyse alacağın kadar topla şu yongalardan, buyurdu.
Yahudi, topladı onları,
Elinde altın oldu o yongalar.
Bunu görünce, aklı gitti hayretten.
Ve utandı, mahcub oldu yaptığı hareketten.
Kendi kendine;
“Bu kişi, sıradan biri değil. Mübarek biri olsa gerek. Zira şu yongalar, bir nazarıyla altın oldu” diye düşündü.
Ve verdi kararını:
- Öyleyse onun dini haktır, dedi.
Ve kelime-i şehadeti getirdi o anda.
İslam’la şereflendi.
Çünkü bedava kavuştuk
Bir gün de sevdiklerine;
- Bir mümin, dünyanın bir ucunda bir Ehl-i sünnet âliminin bulunduğunu işitse, dinini öğrenmek için başka çare yoksa, gerekiyorsa dünyalık neyi varsa satıp yol parası yaparak, dinini öğrenmek için onun yanına gitmesi farz olur, buyurdu.
Dinleyenler;
- Ama bu çok zor efendim, dediler.
- Evet ama kavuşulacak nimet de çok büyük, buyurdu. Ama biz şanslıyız. Bedava kavuştuk çünkü.
Ve ekledi:
- Biz aramadan büyükler bizi buldu. Onun için sonsuz şükürler olsun Rabbimize.
|