Ebüssü’ud Bazini hazretlerine “rahmetullahi aleyh” bir gün fakir biri gelip;
- Efendim, çok maddi sıkıntıdayım, dedi.
Ve devam etti:
- Yedi tane kızım var. Hepsi de gelinlik çağda. Ama elim çok dar. Beni, bu sıkıntıdan kurtarırsanız, benim için büyük lütuf olur.
Ona şefkatle bakıp;
- Rabbimizin keremi sonsuzdur, buyurdu. Yarın olsun, inşallah bir şeyler yaparız.
Fakir, sevinçle eve dönerken tanıdığı bir yahudiye rastladı yolda.
Durumun ona da anlatıp;
- Ebüssuud hazretleri yardım edecek, dedi.
O, fakirin biridir
Yahudi inanmadı.
- O, fakirin biridir. Sana nasıl yardım eder dedi. Ama bana yedi sene hizmet ederse, peşinen yedi bin altın verebilirim.
Fakir koştu bu zatın huzuruna.
Yahudinin dediğini anlattı.
O da kabul buyurup, geldiler yahudiye.
Konuşup anlaştılar.
Parayı yahudiden alıp o fakire verdi.
Ve girdi yahudinin hizmetine.
Bu hale, bir Müslüman zengin vakıf oldu.
Onu borcundan kurtarmak için yedibin altını alıp, bu Veli’ye verdi ve;
- Bununla borcunu öde, dedi.
Ben de seni azat ettim
Mübarek zat aldı o parayı.
Dağıttı fakirlere.
Hem de kendine kuruş ayırmadan.
Yahudi bunu görünce çok duygulandı.
Kalbi döndü.
Bu Allah dostunun yanına gelip;
- Ben de seni azat ettim, dedi.
Büyük Veli sevinip, kaldırdı ellerini.
- Yâ Rabbi! O beni azat etti. Sen de bunu Cehenneminden azat eyle! diye dua etti.
O anda kelime-i şehadet yankılandı orada.
Yahudi imanla şereflendi.
|