Ahmed bin Yahya el Cela hazretleri “rahmetullahi aleyh”, henüz çocuk iken dinine düşkündü.
Nitekim çocuk yaşında, bir gün;
- Beni, Rabbimize hibe edin ki, her an Onun emrine çalışayım, diye rica etti anne babasına.
Onlar da memnun olup;
- Pekâlâ verdik, dediler.
Çok sevinip çıktı evden.
İlim öğrenmeye gidiyordu.
Bir müddet sonra bir gece vakti tekrar eve gelip çaldı kapıyı.
Babası içerden;
- Kimsin? diye seslendi.
Küçük Ahmed,
- Benim babacığım, dedi. Oğlunuz Ahmed.
Babası;
- Ben oğlumu Rabbime hibe etmiştim, deyip açmadı kapıyı.
Hatta kilitledi içerden.
Ahmed, içeri giremeyince geri döndü.
Doğruca Medine'ye gidip, Ravda-i mübareki ziyaret etti.
Ve Ravda’ya karşı;
- Yâ Resulallah! Eğer kabul edersen, bu gece sana misafir olmak istiyorum, dedi.
Ravda’dan;
- Kabul ettim! sesi duyuldu.
O gece orada kaldı ve rüyada, Resulullahı “aleyhisselam” görmekle şereflendi.
Efendimiz “aleyhisselam” kendisine bir ekmek verdiler.
Rüyada yemeye başladı.
Yarısını yiyince uyandı.
Ekmeğin kalan yarısını elinde gördü.
Başarı nedir?
Bu zat bir gün;
- Asıl başarı, ahirette faydası olan şeylerdir, buyurdu.
- Başarıya engel nedir efendim? dediler.
- Kendisidir, buyurdu. Nefsine uyan, hiçbir işte başarılı olamaz.
|