Muhammed Bakır hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” sevdiklerinden bir genç günah işlemiş, ardından bu zatın huzuruna gelmişti.
Mübarek zat, ona bakınca;
- Sakın o kötü fiili bir daha yapma! buyurdu.
Genç şaşırdı:
- Hangi fiili efendim?
- Bugün yaptığını. Şu duvarlar size perde olunca, zannediyor musun ki, bize de olurlar?
Genç mahcup oldu.
“Âh yer yarılsa da….” diyordu içinden.
Onlar kimlerdir?
Biri de şöyle anlatır:
Hazret-i İmamı görmek için gidip, hizmetçisinden izin istedim bir gün.
Bana cevaben;
- İçeride, oniki kişi var, dedi. Az bekle. Şimdi çıkarlar, görüşürsün.
Biraz sonra, çıktılar gerçekten.
Şöyle baktım, hepsi de dar elbiseler giymişlerdi.
Tuhafıma gitti.
Onlar çıkınca ben girdim ve;
- Bu gidenler kimlerdi? dedim. İlk defa görüyorum bu kimseleri.
- Onlar cinni Müslümanlardır, buyurdu.
- Niçin gelmişler efendim?
- Siz nasıl bize gelip helal ve haramdan soruyorsanız, onlar da gelip sorarlar zaman zaman.
Dünyadan kaçın!
Bir gün de, bir genç gelip;
- Efendim, “Dünyadan kaçın!” deniyor. Bu söz doğru mu? diye sordu
Cevabında;
- Elbette, buyurdu.
- Yani dünya için çalışmayacak mıyız efendim?
- Çalışacağız. Hem de çok çalışacağız.
- Öyleyse efendim?
- Burada dünyadan maksat, günahlardır. Günahtan kaçacağız.
|