Muhammed Bakır hazretleri “rahmetullahi aleyh”, bir gün oğlu Cafer-i Sadık hazretlerini “kuddise sirruh” yanına çağırdı.
Hemen koştu yanına.
- Buyur babacığım.
Ona vasiyet eyledi ki:
- Ey oğlum, ölürsem cenazemi sen yıka. Namazlarda giydiğim bir gömlek vardı. O gömleğe sar ve babamın yanına defnet.
Ve ilave etti:
- Senden başkası girmesin kabrime.
Oğlu Cafer-i Sadık hazretleri;
- Babacığım, bizi korkutmayın, dedi. Allah gecinden versin. Sıhhatiniz iyidir. İnşallah daha nice seneler yaşarsınız.
Buyurdu ki:
- Babam Zeynel Abidin, hazırlık yapmam için bana işaret verdi oğlum.
- Nasıl babacığım?
- Vâsiyetini yap. Şu bir saat içinde seni bekliyoruz, buyurdu.
Hakikaten tam bir saat geçti aradan.
Muhammed Bakır hazretleri “rahmetullahi aleyh” ayrıldı dünyadan.
İnsan neye benzer?
Bir gün kibirden sordular bu zata.
Cevaben;
- Şu aciz insanın kibredecek nesi vardır ki? buyurdu. Aslı, bir damla su, sonu, bir avuç topraktır. Önce hiç yoktu. Sonra dünyaya gelip, hiçbir şey yapamayan bebek oldu.
Sözüne devamla;
- Şimdi de her an hasta olmak ve ölmek korkusundadır. Nihayet ölecek, çürüyüp toprak olacak, kurtlara, böceklere yem olacaktır, buyurdu.
Ve sordu onlara:
- İnsan, neye benzer biliyor musunuz?
- Neye benzer hocam?
- Boğazlanmayı bekleyen koyuna, yahut idam olmayı bekleyen bir idam mahkumuna benzer.
|