Veysel Karani hazretleri “rahmetullahi aleyh”, Mekke’de Haccı yaptı.
Medine’ye gelince;
“İşte Resulullah aleyhisselamın türbesi budur” diye gösterdiler kendisine.
Duygulanıp ağlamaya başladı.
Sonra da bayılıp düştü.
Kendine geldiğinde;
- Beni bu yerden götürün, dedi. Zira bir yer ki, orada Resulullahın “aleyhisselam” kabri vardır, o yerde hayatın tadı olmaz.
Ve ekledi:
- Resulullahın “aleyhisselam” medfun olduğu bir yerde benim hayatta olmam edebe yakışır mı?
Geceleri uyumazdı
Veysel Karani hazretleri, gece gündüz ibadetle meşgul olurdu.
Rebi’ der ki:
- Bir gün hazret-i Üveysi görmeye gittim.
Sabah namazını kılıyordu.
Başında bekledim.
Tesbihini bitirip, uzun uzun dua etti.
Duanın bitmesini bekliyordum ki, duayı bitirip zikre başladı.
Kuşluk vaktine kadar zikretti.
Kuşluk vakti olunca, hemen namaza kalktı.
Sonra öğle namazını kıldı.
Hiç ara vermiyor, bir namazı bitirip, öbürüne başlıyordu.
Ben ise biraz görüşmek için öylece bekliyordum.
Böyle, üç gün üç gece geçti.
Uyumadı, yemedi.
Dördüncü gecesinde, ellerini kaldırıp;
- Yâ Rabbi, çok yiyen karın ile çok uyuyan gözlerden sana sığınıyorum, dedi.
Ben bunu işitince;
- Bu, bana yeter, dedim. Başka nasihata lüzum yok artık.
|