Veysel Karani hazretleri “rahmetullahi aleyh”, devamlı ibadet ederdi.
Resulullahı “aleyhisselam” görmeden feyzine kavuşmuş, hatta tabiinin en yükseği olmuştur.
Onu görenlerden birisi Harem bin Hayyandır ki, o şöyle anlatıyor:
- Üveysi “rahmetullahi aleyh” çok merak ediyor, dünya gözüyle görmek istiyordum.
Kûfe’ye kadar gidip, buldum nihayet.
Baktım, su kenarında abdest alıyordu.
Yaklaşıp selam verdim.
- Nasılsın ey Harem bin Hayyan? dedi.
Şaşırmıştım.
Zira ismimle hitab etmişti bana.
- İyiyim, ama beni ilk defa görüyorsunuz, dedim. İsmimi nerden biliyorsunuz?
- Her şeyi bilen bildirdi.
- Resulullah efendimizden “aleyhisselam” bana bir hadis-i şerif okur musunuz, dedim.
- Ben Onu baş gözüyle hiç görmedim. Kendi ağzından hiç hadis işitmedim, buyurdu.
O zaman Euzü Besmele söyleyip birkaç âyet-i kerime okudu.
O âyetlerde mealen; (İnsanları ve cinleri, yalnız beni tanımaları ve yalnız bana ibadet etmeleri için yarattım) buyuruluyordu.
Sonra bir sayha vurup, feryat etti.
Aklının gittiğini sandım.
Sordu bana:
- Ey Harem! Buraya niçin geldin?
- Sizi görüp tanımak için, dedim.
- Bir Müslüman, Rabbini tanıyınca, Ondan başkasını tanımaya ne lüzum var? buyurdu.
Hoşuma gitmişti.
Bir nasihat istedim.
Buyurdu ki:
- Ey Harem! Yattığında, ölümü yastığının altında bil, kalktığında ise karşında.
|