Abdullah bin Mübarek, büyük âlim ve veli.
Sohbeti, insanlara olurdu faideli.
Bir gün de sohbetinde buyurdu ki: (Ey insan!
Kul hakkı çok çetindir, zor kalkılır altından.
Mesela gönül yıkmak, haram ve kul hakkıdır.
Bunu, mahşer gününde ödemek çok ağırdır.
Kimlerin üzerinde kul hakkı varsa eğer,
Onu ödemedikçe Cennete giremezler.
Ey mümin olan kişi, öyle kaç ki günahtan,
Görmesin Hak teâlâ günahta seni bir an.
Öyle sıkı sarıl ki dine her a’zan ile,
Seni, taat dışında görmesin bir an bile.
Ve öyle hayâ et ki Allahü teâlâdan,
Hiç mahcup olmayasın Ona vardığın zaman.
Günah ve kusurunu çoğaltma ki bu günde,
Korkuya düşmeyesin yarın mizan önünde.)
Bir gün bazı kimseler, huzuruna geldiler.
(Bizlere Allah için nasihat et) dediler.
Buyurdu: (Kim kaçarsa günah ve haramlardan,
O, her bir arzusuna kavuşur yorulmadan.
Kabirdeki mevtalar, yapar ki şu hesabı,
Ah kıyamet kopsa da, bitse kabir azabı.
Öyle pişmandırlar ki, kabirdeki her mevta,
Derler ki: (Ah biz şu an bulunsaydık hayatta.
Başımızı secdeden kaldırmazdık vallahi.
Dünyadaki insanlar bilseler bunu bari.)
Ne acı gerçektir ki, onlar dahi ölürler,
Bu feci pişmanlığa onlar da gömülürler.
Eğer düşünselerdi bu hali ihlas ile,
Hiç işleyemezlerdi bir günah çok az bile.
Lakin evliyaullah, görerek bunu her an,
Şiddetle kaçınırlar en ufak bir günahtan.
Haram ateş gibidir, yapmayın günah işi.
İnsanları bekliyor Cehennemin ateşi.
Aklı olan bir kimse, geçici bir zevk için,
Rabbini gücendirmez, esası budur işin.
Sonra haram edilen şeyleri, cenâb-ı Hak,
Zararlı olduğundan, kıldı haram ve yasak.)
Bir gün de buyurdu ki: (Darlıkta edin ikram.
Tenha yerlerde dahi, işlemeyin hiç haram.
Allah’ın kudretini düşünse eğer insan,
Korkusundan yapamaz Ona günah ve isyan.
Ey insan, gizliyorsan günahını sen nasıl,
İyiliklerini de gizlemeyi bil asıl.
Bir kimse, günahlardan tamamen kaçmaz ise,
Takva sahibi kişi denilmez o kimseye.)
|