Veli Şemseddin Efendi’nin "rahmetullahi aleyh" talebesinden biri sefere çıktı bir gün. Sahrada ilerlerken şaşırdı yolunu.
Bitmez tükenmez bir çölün ortasında yapayalnız kalmıştı.
Dört bir yanı uçsuz bucaksız kum deniziydi.
Acıkmış ve susamıştı üstelik de.
Yorgunluk ve bitkinlikten olduğu yere yığılıp kaldı.
Kendi kendine;
“Her halde burası benim mezarım olacak” diye düşünürken, hocasını hatırladı birden.
Sevinip açtı ellerini duaya.
“Ya Rabbi! Hocamın hürmetine kurtar beni bu sıkıntıdan! diye yalvardı.
Gözlerini açtığında hocasını gördü karşısında.
Mübarek zat, üzerinde leziz yemekler ve serin su bulunan bir tepsiyi önüne koydu.
Ve kayboldu gözden.
Genç talebe karnını doyurup uyuyakaldı oracıkta.
Bu sefer rüyasında gördü hocasını.
Mübarek zat, bu defa da gideceği yönü eliyle gösterip;
- Şu yöne git evladım! buyurdu.
Uyanıp, o cihete doğru yürüdü.
Ve çok şükür çıktı düze.
Ölümden kurtulmuştu.
Ehl-i sünnet nedir?
Bir gün, talebesinden biri;
- Efendim, Ehl-i sünnet alimlerinden çok bahsediyorsunuz. Ehl-i sünnet ne demek? diye sordu bu zata.
Cevaben;
- Evladım, “Ehl-i sünnet vel cemaat” demek, Resulullah efendimizin ve Onun Eshabının gittiği yolda yürüyenler, demektir. Yetmişüç fırka içinde Cehennemden kurtulacak olanı yalnız bu fırkadır.
Talebe sordu.
- Ya diğer fırkalar hocam?
- Onlar, yanlış itikatları sebebiyle Cehenneme girecekler.
- Orada sonsuz mu kalacaklar efendim?
- Hayır, çıkıp Cennete girecekler sonunda.
- Ehl-i sünnet olanlar hiç mi Cehenneme girmeyecek efendim?
Mübarek tebessüm etti:
- Evet, hiç girmeyecekler. “Ehl-i sünnet alimleri”nden birine tâbi olarak yaşayan, Nuh aleyhisselamın ömrü kadar ibadet yapmış gibi sevap kazanır.
Şöyle devam etti:
- İşte “Ehl-i sünnet” olmak bu kadar kıymetli evladım. Mesela Allahü teâlâ bana Nuh aleyhisselamın ömrü kadar, yani 950 sene ömür, Eyüb aleyhisselamın sabrı kadar sabır verse, bu ömür ve sabırla ne yaparım biliyor musun?
- Ne yaparsınız hocam?
- Benim “Ehl-i sünnet bir Müslüman” olmamı sağlayan kıymetli hocama gece gündüz hizmet ederim. Bir an olsun ayrılmam hizmetinden. Yine de ödeyemem hakkını.
|