Beka bin Batu "rahmetullahi aleyh", Irak’ta yetişen Evliyadandır.
Bir gün sevdikleriyle sohbet ediyordu ki;
- Dünya, ahmaklarla dolu, buyurdu.
Şaşırdılar:
- Neden öyle söylersiniz efendim?
- Çünkü işlerini insanlara göre ayarlıyorlar. İnsanlarla arayı düzeltmeye çalışıyorlar. Halbuki sen önce Allah’la aranı düzelt. Onunla dost ol.
Ve devam etti:
- Sen, mahkemeye hesap vermeye gidiyorsun. Hakkında bir ferman çıkacak. İdam mı? Müebbet mi? Ateş mi? Belli değil. Sen hâlâ yoldaki bakkalla, kasapla uğraşıyorsun.
İki güzel iyilik
Bir gün de cemaate;
- Kardeşlerim, size, iyiliklerden en güzel iki tanesini söyleyeyim mi? diye sordu.
- Buyurun efendim, dediler.
- Birincisi, Allahü teâlâya dosdoğru bir iman. Öbürü, insanlara iyilik etmektir.
Sordular.
- Kimlere iyilik edelim hocam?
- Önce anneye, babaya ve hocaya.
- Sonra efendim?
- Sonra aile efradına, akrabaya, arkadaşlara. Daha sonra da yakından uzağa doğru herkese.
Arkadaşında fani ol!
Bir gün de bir gence;
- Arkadaşında fani olamazsan, Allahü teâlâda fani olamazsın, buyurdu.
Delikanlı anlamadı:
- Fani olmak ne demek efendim?
- Yani arkadaşının menfaatini, kendi menfaatinin üzerinde tutacaksın. Onu, kendine tercih edeceksin. Böyle yaparsan, arkadaşında fani olmuş olursun.
Cennette köşk ister misin?
Bir gün de bir sevdiğine;
- Cennette bir köşke sahip olmak ister misin? diye sordu.
O kimse;
- Çok isterim efendim, dedi.
Buyurdu ki:
- Öyleyse haklı olduğun halde haksızlığı kabul et. Yani haklı sen iken, “Sen haklısın!” de karşı tarafa.
Adam sevindi:
- Böyle diyene köşk mü verilecek efendim?
- Evet. Bunu Peygamber efendimiz aleyhisselam haber veriyor ve “Kefili de benim” buyuruyor.
- Bu, bir defaya mı mahsus efendim?
- Hayır, her “Sen haklısın” deyişte ayrı bir köşk verilecektir.
|