Şeyh İsa hazretleri "rahmetullahi aleyh", Manisa Velilerindendir.
Bir gün, yoldan geçen bir grup kendini bilmez genç, hakaret ettiler bu zata.
O hiç cevap vermedi.
Onlar devam ettiler hakarete.
En sonunda;
- Haklısınız, buyurdu onlara.
Gençler şaşırmıştı ki, şöyle devam etti:
- Ey gençler! Benim Rabbime karşı öyle isyanlarım var ki, sizin söylediğiniz bu kelimeler, beni anlatmaya yetmez. Yani ben, sizin zannettiğinizden de daha zelil ve aşağı bir kulum.
Bu sözler karşısında ezildi gençler.
- Özür dileyip, talebesi olmakla şereflendiler.
Ruhunuzun katili olmayın
Bir gün de sevdikleriyle sohbet ediyordu ki;
- Ruhunuzun katili olmayın! buyurdu. Onu besleyin.
- Ruh nasıl beslenir ki efendim? dediler.
Bu suale, sualle cevap verdi:
- Her gün, üç öğün yemek yiyoruz değil mi?
- Evet efendim.
- Yemezsek ne olur peki?
- Hasta oluruz hocam.
- Daha da yemezsek?
- Ölürüz.
- İşte ölmemek için nasıl gıdaya ihtiyaç varsa, ruhumuzun da ölmemesi için gıdaya ihtiyacı var.
Ve devam etti:
- Bedenimiz, topraktan yaratıldığı için, onun gıdası topraktan çıkan şeylerdir. Ama ruh, nurani bir varlıktır. Bedenin gıdasından tad almaz.
Sordular:
- Ruh neden tad alır efendim?
- Manevi şeylerden tad alır ki, bunlar da önce iman etmektir mesela. Sonra namazdır, oruçtur, Evliyanın sohbetidir. Sonra ilim, yani İslamiyet’i öğrenmektir. Dahası Kur’an-ı kerim okumaktır.
Ve ekledi:
- Ruhun gıdası verilmezse, ölür.
- Ruhun ölmesi nedir efendim?
- Kâfir olmasıdır mâzallah. Beden de, ruh da bize emanettir. İkisini de korumakla mükellefiz.
|