Manisa-Akhisar’da bulunan mezarlıktaki bir türbede Allah dostlarından biri yatıyor.
Seyyid Ahmet hazretleri "rahmetullahi aleyh".
Gönül ehli Velilerdendir.
O yerin kadısı (hakimi), büyüklüğüne inanmazdı bu zatın.
Kıymetten düşürmeye çalışırdı onu her fırsatta.
Bir gün de, bir grup insanı evine toplayıp;
- Bu zata neden çok kıymet veriyorsunuz? diye sordu.
Cevaben;
- İlim ve hâl sahibidir. Kerametleri var, dediler.
Hemen itiraz etti:
- Hayır, o cahilin tekidir. Arabça bile bilmez. Mesela İmam-ı Gazali hazretlerinin bir kitabını okusa, anlayamaz.
Bir kaç dakika sonra kapı çalındı.
Kadı, kapıyı açtığında bu Veliyi gördü eşikte.
Kızardı, bozardı ve mecburen;
- Buyurun! deyip içeri aldı onu.
Seyyid Ahmet hazretleri selam verip oturdu bir yere.
Sonra kadıya doğru bakarak;
- Bir Müslümanın arkasından konuşmak çok günahtır. Hele aslı olmayan şeyler söylemek daha da çirkindir, buyurdu.
Ve şöyle devam etti:
- Benim hakkımda, “O, cahilin tekidir. Arabça bile bilmez. İmam-ı Gazali hazretlerinin kitabını okusa anlayamaz” diyenler var. Bu asılsız sözler, onların kötü maksadını gösteriyor.
Ve ekledi:
- Kişi, kişinin aynasıdır. O, bizim aynamızda kendisini görüyor.
Sonra ayrılıp gitti.
Kadı, almıştı alacağını.
Tövbe edip talebesi oldu bu Allah dostunun.
Ehl-i sünnet Müslüman
Bir gün de bu zata:
- Efendim, “Ehl-i sünnet” olan Müslümanlar Cehenneme girecek mi? diye sordular.
Cevabında;
- Girecekler ama diğer ümmetler gibi olmayacak, buyurdu.
Ve ekledi:
- Nitekim Peygamber efendimiz; “Ümmetim Cehennem acısını hiç duymaz. Günahları bitip Cehennemden çıkarken, acısının hepsini bir an hisseder. Tâ ki Cehenneme girdiğini anlasın” buyuruyor.
|