Dündar bin Hüseyin Şirazi "rahmetullahi aleyh", Şiraz’da yetişen Velilerden.
Bir gün, bir sevdiği gelerek;
- Hocam maddi sıkıntı içindeyim. Ne yapayım? diye sordu.
Büyük Velî cevaben;
- Sebebine yapış. Ama Allahü teâlâdan iste, buyurdu. Çünkü O, herkesten ümidini kesip, yalnız kendisine yalvaranların imdadına yetişir.
Ve sordu adama:
- Sana Ebüdderda hazretlerinin hikayesini anlatayım mı?
- Buyurun efendim.
- Eshab-ı kiramdan Ebüdderda hazretlerinin babası Uhud harbinde şehit olunca, anne-oğul maddi sıkıntıya düşmüşlerdi.
Öyle ki, açlıktan taş bağlıyorlardı karınlarına.
Günler zor geçiyordu onlar için.
Takatları tükenmişti
Ve bir gün, annesi seslendi oğluna:
- Ebüdderdaa!
- Buyur anneciğim.
- Oğlum, hemen Resulullah efendimize git ve bu halimizi arzet. O, herkese bir şeyler veriyor. Bize de verir.
Ebüdderda çocuktu henüz.
- Peki anneciğim! dedi.
Ve çıktı evden.
Koştu mescide.
Efendimiz aleyhisselam eshabiyle sohbet ediyordu.
Ebüdderda içeri girer girmez buyurdular ki:
- Müslüman, bir sıkıntıya düştüğünde, bunu yalnız Rabbine arzeder, başkasından bir şey istemezse, Allahü teâlâ ona kâfidir.
Ebüdderda bunu duyunca vazgeçti söylemekten.
Eve dönünce sordu annesi:
- Arzettin mi oğlum?
- Hayır anne söylemedim.
- Neden yavrum?
- Çünkü lüzum kalmadı.
- Anlamadım. Ne diyorsun?
Ebüdderda, Resulullah efendimizden işittiğini nakletti annesine.
- İşte bunun için söyleyemedim anne.
Kadıncağız memnun olmuştu:
- Aferin oğlum. İyi yapmışsın. Biz de sabrederiz, dedi.
Ve sabrettiler.
Sonra mı?
Ebüdderda hazretleri “radıyallahü teâlâ anh”, o yerin en zenginlerinden oldu.
|