Davud-i Tai "rahmetullahi aleyh", Horasan’da yetişen Evliyanın büyüklerindendir.
Bağdat’ta vefat etti.
Bir gün sevdiklerine;
- Allahü teâlânın, bir kulunu sevmemesinin alameti nedir, biliyor musunuz? diye sordu.
- Bilmiyoruz efendim, dediler.
Buyurdu ki:
- Onun, ne dünyaya, ne de ahirete hiç faydası olmayan işlerle uğraşmasıdır.
Ve ekledi:
- Zira “malayani” ile uğraşanı, “dedikodu” ile vakit geçireni, hele “gıybet” ederek vakit öldüreni Allah sevmez.
Sordular:
- Gıybet de büyük günahlardan mıdır efendim?
- Elbette. “Gıybet” günahı, “zina” günahından büyüktür.
Evliyayı üzenin sonu
Kendini bilmezin biri, sokakta bir şeyler yiyerek gidiyordu ki, bu Veliyi gördü birden.
Ve alay etti bu “Allah adamı”yla.
Şanına yakışmayan kelimeler kullandı.
Mübarek, hiç oralı olmayıp, devam etti yoluna.
Ama kalbi kırılmıştı.
Birkaç dakika sonra, aynı yerde adamın “ölüsü”yle karşılaştı insanlar.
Yediği o şey boğazında kalmış ve ölümüne sebep olmuştu.
Kim kimi seviyorsa
Bir gün de bazı sevdiklerine;
- Sizler Peygamber efendimiz aleyhisselamı seviyor musunuz? diye sordu.
- Hem de her şeyden daha fazla seviyoruz efendim, dediler.
- Eshab-ı kiramı seviyor musunuz?
- Çok seviyoruz.
- Peki ya Evliyaları?
- Onları da çok seviyoruz efendim.
- O halde bir müjde vereyim mi size?
- Çok seviniriz hocam.
Buyurdu ki:
- Allahü teâlâ sizleri sevmeseydi, bunları söyleyemezdiniz. Sizler, ahirette o çok sevdiğiniz Peygamber efendimiz aleyhisselamla, Eshab-ı kiramla ve Velilerle beraber olacaksınız. Çünkü kişi, sevdiği kimselerle beraber olacak ahirette. Peygamber efendimiz aleyhisselam öyle buyuruyor.
|