Ebdal Murad "rahmetullahi aleyh", Bursa Velilerinden.
Kabr-i şerifi Bursa’dadır.
Kalb gözü açık bir Veli idi.
Ancak bazısı çekemiyordu bu zatı.
İşte bunlardan biri vardı ki, çok ileri gitti bu hususta.
Kendi gibi düşünen birkaç kişiyi evinde topladı ve;
- Benim bir planım var, dedi onlara.
Ve anlattı planını:
- Bir toplantı tertipleyelim hemen. Onu da çağıralım. O ne söylerse ben tersini söyleyip mahcup edeceğim onu.
Hemen itiraz ettiler:
- Hayır! Sakın öyle bir şey yapma!
- Nedenmiş o?
- Bu zat tekin değildir. Korkarız sen mahcup olursun, o değil.
Ama o ısrar etti:
- Korkmayın, ben mahcup olmam.
Tam o anda kapı çalındı.
Adam koşup açtığında bu “büyük Veli”yi gördü eşikte.
Afalladı tabii, şaşırdı.
- Buyurun! dedi mecburen.
Mübarek zat girdi içeri.
Sonra ona dönerek;
- “La ilahe illallah. Muhammedün Resulullah!” dedi.
Ve ekledi:
- Ben böyle söylüyorum. Haydi, gücün yetiyorsa tersini söyle!
Adam şoktaydı.
Hemen kalkıp sarıldı ellerine:
- Aman efendim, lütfen affedin! dedi.
Çok özür diledi.
Ve en kıymetli talebesi oldu bu büyük Velinin.
Aç ve kapat!
Bir gün de zengin bir seveni nasihat istemişti bu zattan.
Ona cevaben;
- Aç ve kapat evladım! buyurdu.
Adam bir şey anlamadı:
- Neyi açıp neyi kapatayım efendim?
Buyurdu ki:
- Kesenin ağzını aç, ağzını kapat evladım!
Yani “Fakir ve muhtaçlara yardım et ve lüzumsuz konuşma” demek istemişti.
Nasihatların başı
Bir gün yine nasihat istediler bu zattan.
Onlara cevaben;
- Nasihatlerin başı, her işte İslamiyet’e uymaktır, buyurdu.
Sordular:
- Ya uyulmazsa hocam?
- Uymayanın başı dertten kurtulmaz. Hem dünyada, hem de ahirette.
|