Alaaddin bin Esat Lahori hazretleri "rahmetullahi aleyh", Hindistan’da yetişen Evliyadan.
1397 de Pani-püt şehrinde vefat etti
Bir gün bazı sevdikleriyle kabristana gitti bu zat.
Kabir ziyareti sırasında bir ara gözlerini kapatıp bir müddet sonra açtı.
Yanındakiler bunu fark edip hikmetini sorduklarında;
- İçimden dua ettim, buyurdu.
Merak ettiler:
- Ne dua ettiniz efendim?
- Ya Rabbi, mevtaların hallerini bana bildir! diye yalvardım. Cenâb-ı Hak gözümden perdeyi kaldırdı. O anda bütün mevtaları gördüm.
- Meraklandık hocam. Neler gördünüz?
- Toplanmış, aralarında bir şey paylaşıyorlardı. Meğer bir hafta önce Allah dostlarından biri buradan geçerken, “Üç İhlas” ve “bir Fatiha” okuyup bütün mevtalara hediye etmiş. Öyle çok sevap hasıl olmuş ki, o günden beri paylaştıkları halde hâlâ bitirememişler.
Ölüme çare yok
Bir gün de sohbetinde;
- Kardeşlerim, ölüme çare yok. Mümin olsun, kâfir olsun herkes bir gün ölecek, buyurdu.
Sordular:
- Ölüm acısını herkes duyacak mı efendim?
- Evet. Kâfirler, çok şiddetli hissedecekler bu acıyı.
- Ya müminler efendim?
- Onlar, öldüğünü anlamayacak bile. Bir bakacak ki ölmüş. “Aaa, ben ölmüşüm” diyecek, o kadar.
Herkese iyilik edin
Bir gün de sohbetinde;
- Kardeşlerim, Allah’ın kullarına, Onun rızası için iyilik yapın, buyurdu.
Sordular:
- Herkese mi efendim?
- Evet, kim olursa olsun herkese.
- Ama efendim, iyilik yaptığımız kimselerden bazen kötülük görüyoruz, dediler.
Buyurdu ki:
- Olsun. Siz yine iyilik yapın.
- Yine kötülük yaparsa?
- Siz yine iyiliğe devam edin.
- Hikmeti ne hocam?
- Çünkü siz “Allah için” iyilik yapıyorsunuz, o insan için değil ki. O iyiliğinizin mükafatını Allahü teâlâ size verecektir. Hiç şüpheniz olmasın.
|