Terim bölgesinde yetişen Velilerden Ebu Bekir Ayderusi "rahmetullahi aleyh" hazretlerinin genç bir talebesi vardı. Zeki ve kabiliyetliydi.
Bu genç, bir ara kötü arkadaşlara uyup ayrılmak istedi medreseden. Geldi bu maksatla ve arzetti:
- Bir maruzatım var hocam.
- Söyle evladım.
- Ben köyüme dönmek istiyorum.
Mübarek zat üzüldü:
- Niçin evladım?
- Köy işleri hocam. Malum, bu mevsimde tarla bahçe işleri artıyor. Aileme yardım etmem gerekiyor.
Ancak büyük Veli asıl maksadını biliyordu gencin.
Bunun için izin vermedi.
- Hayır, gitme köyüne! Buyurdu.
Genç, ısrar etti:
- Mutlaka gitmem lazım efendim.
Bu defa;
- Sen bilirsin, buyurdu. Git gidebilirsen!
Genç izin alamayınca, izinsiz ayrılmaya karar verdi.
Ve o sabah çıktı medreseden.
Aklı sıra köyüne gidecekti.
İki saat yol gittikten sonra bir de baktı ki, medresenin önüne gelmiş yine. Şaşırdı tabii.
“Allah Allah!” dedi, “İki saat yol yürüdüm, yine geldim aynı yere. Galiba yolu şaşırdım”.
Tekrar yola koyuldu.
İki saat yol yürüdükten sonra yine medrese önünde buldu kendisini.
İyice şaşırdı:
“Rüya mı görüyorum?” dedi kendi kendine.
Tekrar çıktı yola.
Bir hayli yol gittiği halde, yine ayrılamadı medresenin etrafından.
İşte o zaman anladı hatasını.
Kendi kendine;
“Hocam gitmemi istemiyor. Onun için gidemiyorum” dedi.
Tövbe edip geldi hocasının huzuruna.
Mahcup ve başı yerdeydi.
Büyük Veli onu görünce gülümsedi:
- Ne o evlat, gidemedin mi?
Sessizce mırıldandı:
- Göndermediniz hocam.
- İyi ki gidemedin oğlum. Çünkü ben istemiyordum gitmeni.
Sarıldı hocasının ellerine.
- Allah sizden razı olsun, dedi.
Ve özür dileyip, devam etti derslerine.
Bir daha da düşünmedi ayrılmayı.
|