Edremit Velilerinden Sağma Dede "rahmetullahi aleyh", kalb gözü açık bir zattı.
Şöyle ki;
Bir gün, bir sevdiğini ziyarete gitti.
Evde başkaları da vardı.
Ancak içlerinden biri, bu zatın Evliyadan olduğuna pek inanmıyordu.
Kendi kendine;
“Bu zata evliya diyorlar. Ama bir kerametini görmeden inanmam” diye düşündü.
O sırada ev sahibi şerbet getirip dağıttı herkese.
O şüpheci adam;
“Eğer şerbetin yarısını içip, kalanını bana verirse, inanırım evliya olduğuna” diye geçirdi içinden.
Ve beklemeye başladı.
Sağma Dede, şerbetin yarısını içip, uzattı o kimseye:
- Buyurun! İşte tam yarısı.
Adam alıp içti şerbeti.
Ama çok mahcup olmuştu.
Büyük Veli, oradakilere dönerek;
- En büyük keramet nedir, biliyor musunuz? diye sordu.
- Bilmiyoruz efendim, dediler.
Buyurdu ki:
- En büyük keramet, istikamettir.
Sordular:
- İstikamet nedir efendim?
- “İstikamet”, her işinde İslamiyet’e uymak ve buna ölünceye kadar aynen devam etmektir.
O adam, artık kaçırmıyordu bu zatın sohbetlerini.
Kabir azabının sebebi
Bir gün de şunu anlattı cemaatine:
Peygamber efendimiz aleyhisselam bir kabristana uğrayıp, yan yana iki mezarın arasında durdular.
Ve yanındakilere;
- Eğer ümmetim dayanabilseydi bu kabirdekilerin çektiği azabı görmelerini Allahü teâlâdan isterdim, buyurdular.
Dinleyenler;
- Kabir azabının sebebi nedir? diye sordular.
Buyurdu ki:
- Erkeğinki, üzerine idrar sıçratmaktan, kadınlarınki ise, namazları son vakte bırakmaktan ve gıybetten.
Ağzına dikkat et!
Bir gün de bir sevdiği gelip;
- Efendim, dualarımın kabul olması için ne yapayım? diye sordu bu zata.
Cevaben;
- Ağzına dikkat et, buyurdu.
Ve ekledi:
- Yani haram yeme ve yalan söyleme kardeşim.
Adam sordu:
- Haram yiyenin duası kabul olmaz mı efendim?
- Hayır. Haram yiyenin, kırk gün duası kabul olmaz.
|