Bekir bin Abdullah Müzeni hazretleri "rahmetullahi aleyh", tabiinin hadis alimlerindendir.
Dünyaya hiç rağbet etmez,
Allah dostlarını çok severdi.
- İyi amellerimin içinde en kıymetlisi olarak, “Allah adamları”na olan sevgimi biliyorum, buyururdu.
Çok da mütevazıydı.
Şöyle ki:
Bir yıl Hacca gitti.
Arafatta vakfeye durduğunda, ovayı dolduran mahşeri kalabalığa bir süre baktı ve;
“Bu mübarek insanların arasında ben olmasaydım, Allahü teâlâ onların hepsini bağışlardı” diye düşündü.
Tövbe et!
Bir gün de yanına bir genç geldi.
Nasihat istiyordu.
Mübarek zat, gence şefkatle bakıp;
- Evladım! Bir kimseden sana bir sıkıntı gelirse, bil ki, işlediğin bir günahından dolayıdır, tövbe et! Buyurdu.
Ve ekledi:
- Eğer bir iyilik görürsen, bu da, iyi bir amelinin neticesidir. Şükret!
Sözüm yalansa...
Onu kadı (hakim) yapmak istediler bir zaman.
“Kul hakkı”na girerim korkusuyla kabul etmedi.
Israr ettiler.
- Ehil değilim dedi.
- Hayır, sen bu işe ehilsin, dediklerinde;
- Bakın! Ben bu işi yapamam diyorum. Sözüm doğruysa, beni kadı yapmanız uygun olmaz. Yalansa, yalancıdan kadı olmaz, dedi.
Diyecek şey bulamadılar.
Büktüler boyunlarını.
- Doğru söylüyorsun! deyip, geri gittiler.
Dert ve bela nimettir
Bir gün yine sevdikleriyle sohbet ediyordu ki;
- Kardeşlerim! Allahü teâlâ bir kuluna hayır murad ederse, ona biraz acı ve sıkıntı tattırır, buyurdu.
Ve şöyle açıkladı:
- Dert ve bela, Sevgilinin kemendidir. Allahü teâlâ sevdiklerini, bu kementle kendine çeker.
|