Allah dostlarından bir büyük Veli.
Eşrefzade Bursavi "rahmetullahi aleyh".
Bir gün sevdiklerine;
- Anne baba, evladından razı olursa, Allahü teâlâ da o evlattan razı olur, buyurdu.
Ve şunu anlattı onlara:
Biri Resulullah efendimiz aleyhisselama;
- Ya Resulallah! Annem yaşlandı. Aklı da azaldı. Bütün hizmetlerini yapıyor, sırtımda taşıyorum. Hakkını ödemiş olur muyum? Diye sordu.
Cevaben:
- Olmazsın, buyurdular.
- Neden ya Resulallah?
- Çünkü annen, yaşamanı isteyerek sana hizmet etti. Sen ise, “Ne zaman ölecek?” diye bekliyorsun.
Ve bir menkıbe anlattı:
Şöyle ki:
Bir kimsenin babası, birden felç olur.
Bütün hizmetlerine oğlu bakar.
Aylar yılları kovalar.
Derken iyice bıkar.
Önce severek yaptığı hizmetler, zor gelir artık.
Kendi kendine;
- “Götürüp, ıssız bir yere bırakayım” der.
Ve bir gece, sırtlar adamı, sessizce çıkar evden.
Gider ıssız bir dağa.
Başlar yer aramaya.
Babası anlar niyetini.
Seslenir ki:
- Evladım! üzme kendini.
Ve bir yer gösterir.
- Şuraya bırak beni!
Ne ekersen, onu biçersin
Oğlu şaşırır.
Ne diyeceğini bilemez.
Tereddüt içinde kıvranırken, babası;
- Ben de vaktiyle bu yere bırakmıştım babamı, der.
Ve anlatır:
Benim babam da felç olmuştu.
Yıllarca ona bakmıştım.
Sonra, senin gibi, ben de usanmıştım.
Ve bir gece, sırtımda getirip, tam bu yere bırakmıştım.
Ve ilave eder:
- E, kim ne ekerse, onu biçer.
Bu sözler, ok gibi saplanır oğlunun yüreğine.
Tekrar sırtlar, götürür evine.
Ama bin pişman olarak.
Ve ağlayarak. Yalvarır Allahü teâlâya:
- Ya Rabbi affet beni. Yapmayacağım bir daha.
Bu, iyi bir ders olur ona.
Artık ölünceye kadar, çok iyi bakar babasına.
|