Evliyanın en büyüklerinden Hace Muhammed İmkenegi hazretlerine "kuddise sirruh", bir gün bir talebesi gelip;
- Efendim, kalbimden “dünya sevgisi”nin çıkıp, yerine “Allah sevgisi”nin girmesini istiyorum. Ne yapayım? diye sordu.
Cevaben;
- Kalbinde Allah sevgisi olan kimselerle beraber olmaya bak, buyurdu.
Genç sordu:
- Böyle zatlar yoksa efendim?
- O zaman “Allah dostları”nın hayat hikayesini, menkıbelerini oku. Böylece onların kalbinden senin kalbine feyz akar, imanın kuvvetlenir.
Delikanlı sordu yine:
- İmanla ölmek için ne tavsiye edersiniz efendim?
- İmanla ölmek için “Ehl-i sünnet alimleri”ni çok sev ve onların kitaplarını çok oku oğlum, buyurdu.
Ve ekledi:
- Bir Müslüman, bu kitapları alıp, hürmetle bir rafa koysa ve her gün bir miktar okusa, o kitaplar bereketiyle Allahü teâlâ, o kimsenin “imanla ölmesi”ni nasip eder.
En büyük felaket
Bir gün de bir sevdiği bu zata gelip;
- Efendim, bir Müslüman için en büyük felaket nedir? diye sordu.
Cevaben;
- En büyük felaket, “Ehl-i sünnet itikadı”na sahip olmamak, olunca da bu nimetin kıymetini bilmemektir, buyurdu.
Sordu yine:
- Müslümanın yapması gereken en mühim iş nedir hocam?
- Emr-i maruf yapmaktır.
- Kimlere emr-i maruf yapmalıyız efendim?
- En önce kendimize yapmalıyız.
Adam şaşırdı.
- Kendimize mi efendim?
- Evet. Emr-i marufa, evvela kendi nefsinden başlanır kardeşim. Çünkü nasihata en fazla ihtiyacı olan biziz, yani kendimiz.
Ayıp araştırmayın!
Bir gün de sohbetinde;
- Kardeşlerim, kimsenin ayıbını araştırmayın, kendinize bakın, buyurdu. Kendi ayıp ve kusurunu görebilen, başkalarının kusurunu görmeye vakit bulamaz.
Ve ilave etti:
- Bir Müslümanın ayıbını örtmek, ona, atlastan elbiseler giydirmekten daha hayırlıdır.
|