İmam-ı Gazali hazretleri “rahmetullahi aleyh”. Büyük İslam alimi.
Bir gün “İhlas”tan sorarlar bu zata.
Şu bilgileri verir:
Hak teâlâ buyurdu:
- “İhlas, sırrımdır benim. Onu, dostlarımın kalbine yerleştiririm”.
Muaz bin Cebel hazretleri der ki:
- “İhlasla amel et. Az da olsa, eder kifayet”.
Ebu Süleyman hazretleri der ki:
- “İhlasla iş yapan, kurtulur. Tek muradım budur”.
Rüyada sordular birine:
- Hak teâlâ ne yaptı amellerine?
Dedi ki:
- Allah için yaptıklarım beni karşıladı. Hatta yoldan ihlasla bir taş kaldırmıştım. O bile defterimde vardı. Ama, “bin altın” değerinde bir sadaka vermiştim. Onu göremedim.
Ve arzettim:
- Ya ilahi, o hayrım yoktur mizanımda.
Denildi ki:
- Gönderdiğin yerdedir. Arama burada.
Hatırladım hemen.
Onu verirken biri görmüştü.
Sevinmiştim içimden.
Ve şu menkıbeyi anlatır:
O heybeyi niçin aldın?
Bir kişi cihad için, harbe gider.
Yolda ucuz bir heybe görür.
Kendi kendine;
“Şunu alayım. İlerde satıp, para da kazanayım” diye düşünür.
Ve alır o heybeyi.
Ama rüya görür o gece.
İki melek yere inerler.
Biri, diğerine der ki:
- Bu gaziler Allah için cihada gidiyorlar. İsimlerini tek tek yaz.
Sonra o kimseyi gösterip;
- Ama şu hariç. O, ticarete gidiyor, der.
Adam üzülür.
- Ben de Allah için cihada gidiyorum, der.
Melek sorar:
- Peki ama, niçin aldın o heybeyi?
- İlerde satıp, biraz kâr edecektim.
O melek, diğerine;
- Yaz öyleyse, der. Bu, hem cihada gidiyor, hem de ticarete.
Rüyanın burasında uyanır.
Anlar hatasını.
Atar kalbinden bu kâr faslını.
|