Şam’da vefat eden Halimi Çelebi hazretleri "rahmetullahi aleyh", bir gün mahalleden bir gencin evine gitmişti.
Kitaplıkta dizilmiş dini kitapları göstererek;
- Bunları okuyor musun evladım? diye sordu gence.
Delikanlı;
- Hayır efendim, dedi. Okuyamıyorum.
- Neden oğlum?
- Okumaya pek vaktim olmuyor efendim.
- Pekala, buyurdu. Sana bir şey soracağım. Mesela hasta olan birisi doktora gidip ilaçlarını alsa. O ilaçları getirip ilaç dolabının raflarına güzelce dizse. Onları kullanmadığı müddetçe o ilaçların ona bir faydası olur mu?
Delikanlı düşünmeden cevap verdi:
- Olmaz tabii efendim.
- Peki, bir kimse de dini kitapları alıp kitaplığın raflarına dizse. Onları okumadığı müddetçe o kitaplardan istifade edebilir mi?
Genç büktü boynunu:
- Edemez tabii hocam.
- Ne demek istediğimi anlıyorsun değil mi?
- Evet efendim, çok iyi anladım. Bugünden itibaren okuyacağım inşallah.
Çok yaşamak istiyorum
Bir gün de bir kimse bu zata gelip;
- Efendim, ben uzun yaşamak istiyorum, acaba ne yapmalıyım? diye sordu.
Cevabında;
- Öyleyse ölümü unutma, buyurdu.
O kimse şaşırmıştı:
- Efendim ben ölmeği değil, çok yaşamayı istiyorum.
- İyi ya, çok yaşamak istiyorsan, ölümü hatırından çıkarma. Çünkü ölümü hatırlamak, ömrü uzatır.
O kimse sordu:
- Peki, ya ölümü unutmak efendim?
- “Ölüm”ü unutanın ömrü kısa olur. Böyleleri üç şeye hasret giderler. Topladığına doymaz, umduğuna kavuşamaz, ahiret yolculuğu için yeterli hazırlık yapamazlar.
|